Metafizik / New Age

WWW.ASTROSET.COM

Boşanmış aile kuşağı

  Araştırmalara göre Türkiye’de yılda yaklaşık 600 bin nikah kıyılıyor. Buna karşılık her yıl artan bir hızla yaklaşık 100 bine yakın çift boşanma başvurusunda bulunuyor. Bu rakamlar dikkate alınarak yapılan öngörüler şöyle: 1983’ten itibaren doğanların yüzde 45’i, yapacakları evlilikleri boşanarak noktalayacak.
 
Ayrıca 1990’larda doğmuş çocukların üçte birinin annesiyle babası, çocuk daha 18 yaşına gelmeden boşanacak. İşte bu hızla yaygınlaşan eğilim başlı başına yeni bir kuşak yarattı: "Boşanmış ailelerin çocukları"
  Sayıları giderek artıyor. Boşanmış anne babalarıyla yepyeni bir ilişki şekli geliştiren bir kuşak bu. Sanılanın aksine bunu büyük bir felaket olarak yaşamıyorlar, çünkü yaşıtlarıyla paylaştıkları ortak bir durum bu. Birçoğu ailelerinin ayrılık kararını doğru buluyor, ayrılmaları gerekirdi, yürümüyordu, diyorlar. Duygu dünyalarındaki iniş çıkışları mantıklarıyla aşabiliyorlar.
  Ayrı yaşayan anne babaları nedeniyle iki eve birden sahipler. Bazılarının her iki evde birden özel bir odası, o odada ötekinden farklı bir dünyası var. Belki de suçluluk duyan ebeveynlerinin değişen tavırları nedeniyle, anne babaları birlikte yaşasaydı bulamayacakları bir bolluğun içinde buluyorlar kendilerini. Bir dedikleri iki edilmiyor. Tabii bu maddi imtiyaz, psikolojik sorunları tamamen ortadan kaldırmaya yetmiyor. Ancak yaşları 15 ile 25 arasında değişen bu çocuklar, anne babalarının ayrı oluşunu, kendilerinden önceki kuşağa göre çok daha doğal kabul ediyorlar.

BOŞANMA VE ÇOCUK
 
Boşanmış ailelerin çocuklarının iki ailesi olduğu ve ebeveynlerinin ayrılışından olumlu açıdan yararlandığı hatta mutlu olduğu gibi savlar temel  insan psikolojisine aykırı ve toplumun temel direği olan aileyi yıpratacak savlar!
  İstatistikler incelenirse boşanmış ailelerin çocuklarının ergenlik ve ilk gençlik yıllarında oldukça bunalımlı oldukları hatta terapi görmeden evlenemedikleri ortada. Genellikle depresyonlara, sosyal uyumsuzluklara ve panik ataklara açık bir psikolojik yapı sergiliyorlar. Astrolojik düzeyde de  evler ve karşıt yapan açılar bakımından bu durum genellikle o bireyin yaşadığı karanlık ve zor bir dönem olarak gözüküyor.

  Birbiriyle sürekli kavga eden bireylerin oluşturduğu bir ailede yaşamak, büyümek bir bebek ya da bir çocuk için daha mı sağlıklı diyecek olursanız elbette haklısınız değil! Ama bu boşanmayı teşvik etmemeli. Her çocuk, doğal olarak büyürken annesini ve babasını yanında hatta daha doğrusu arkasında görmek ister. Onları model almaya ve desteklerini hissetmeye muhtaçtır.
  Bu gereksinimi boşandığı halde karşılayabilen ve çocuğu yoksunluk duygusu olmadan, kendini güvensiz hissetmeden, yalnızlıkların pençesinde kıvranmaktan kurtarabilen kaç aile tanıyorsunuz? Uyuşturucu bağımlıları ve suça yönelen çocukların pek çoğu ayrılmış ya da ilgisiz ailelerin çocukları değil mi?
  Toplumumuzda çocuk suçları ve bağımlılık oranı her geçen gün artarken, toplumu ve aileyi yozlaştıracak her türlü yayından, yanlış bilgilendirmeden mümkün olduğunca uzak kalmak daha sağlıklı…

  Çocuk sahibi olan ailelerin sorumluluğu çok büyük. Sudan nedenlerle yıkılan ailelerin çocukları derin acılar yaşamak, tedaviler olmak zorunda kalıyorlar. Çocukların büyürken en büyük ihtiyaçları ebeveynlerinin şefkat ve sevgi dolu kolları, korumaları. Bazen azarlayan, bazen sert çıkan ama onları hep seven, hep arkalarında duran bireylere ihtiyaçları olduğu için aile kurumu var.
Yarınlara sağlıklı çocuklar, sağlıklı nesiller yetiştirmek hem insanlık hem vatan borcumuz değil mi?

  Boşanma kararı almadan önce, her iki tarafın da ‘yapabileceğim her şeyi sonuna kadar yaptım mı?’ Sorusunu çok yürekten sorması ve vicdanıyla karar vermesi önemli. Gelecekte çeşitli yoksunluklar yaşayacak küçücük ya da gencecik bir insanı incitmek o kadar da basit olmasa gerek…
  Evliliği de boşanmayı da yeterince ciddiye alacak kuşaklar
yeniyi yaratabilirler.

 

© Astroset 2004-2010