Metafizik / New Age

WWW.ASTROSET.COM

Terörü Bağışlayıcılık ile Alt etmek

D.Patrick Miller
Çeviren: Okay AÇİL

  Bağışlayıcılığın Yedi Adımı–D.Patrick Miller’ın “A Little Book of Forgiveness”
(Küçük Bir Bağışlayıcılık Kitabı) adlı eserinden alınmıştır.

  Kabul etmeliyiz ki muhtemelen insanların çoğu bağışlayıcılığın, kaybedenlerin son kalesi olduğunu düşünmektedir. Mağdur edildiğinizde ve öç almak için aklınıza yol gelmediğinde elinizde kalan tek şey budur. Eğer skoru eşitlemenin bir yolu yoksa, olaylar karşısında ne kadar asil davrandığınızı düşünerek de daha iyi hissedebilirsiniz elbette. Eğer size olanları affedebilirseniz, belki bir gün hepsini unutabilirsiniz de. Ya da belki sizi inciten kişi eninde sonunda yaptığından suçluluk duyar ve sizden bağışlanmayı diler. Ondan sonra bunu hak edip hak etmediğine karar verebilirsiniz, ki muhtemelen hak etmiyordur!   

  Her ne kadar bağışlayıcılığın dinsel idealine fazlaca sahte bir bağlılık gösterilse de, benim tahminim, insanların büyük çoğunluğunun böyle düşünüyor olduğudur. Çok yazık, çünkü gerçek bağışlayıcılık sadece mağdur olma durumunu ortadan kaldırmanın değil, endişeyi azaltıp, anlayışı arttırmak ve yaratıcılığı en üst seviyeye eriştirmek için saldırıları önlemenin anahtarıdır. Siyasetçilerin terörist korkusuna odaklandıkları bir zamanda gerçek bağışlayıcılık, terör ile onun asıl başladığı yerde, yani “kendi zihinlerimizdeki” savaşta elimizde olan en iyi araçtır.    

  Sürekli “gerçek” bağışlayıcılık diye tekrarlıyorum çünkü bununla yukarıda tanımladığım, ara sıra olan, tepkisel geri çekilmeyi kastetmiyorum. Benim bahsettiğim şey, birinin korkularına ve içerlemelerine tutunmanın cazibesine rağmen, devam eden, her gün uygulanacak olan, bu hisleri serbest bırakma disiplinidir. Bu herhangi bir dini inanca bağlı olma ya da hatta Tanrı’ya inanmadan dahi uygulanabilecek bir ruhsal disiplindir.      

  Bunu biliyorum çünkü ben de endişeli, ciddi derecede kafası karışmış, olumsuz ve gerçekte ilk paragrafta yazdığım şeylere inanan biriydim. Fakat bunun üstesinden geldim. Düşüncelerimi ve hislerimi değiştirme yolunda ciddi rahatsızlıklar ve kendimle yüzleşmelerden dolayı yedi yıl boyunca acılar çektim, ancak bu süreci tamamladığımda bağışlayıcılık potansiyelimi açığa çıkarmaya başladım ve doğrusu bunun hayatıma getirdiği değişiklikler karşısında büyülendim. Rahatsızlığımın üstesinden gelmemin yanında, boşa didinen bir yazar olmaktan çıkıp yazıları çok geniş kitlelere ulaşan üretken bir yazar, biriyle yakın bir ilişki sürdürmekten aciz birinden mutlu bir evliliği olan bir adam ve intikamın bazen iyi bir fikir olduğunu düşünen birinden, bağışlayıcılığın her zaman işe yaradığını bilen biri haline geldim.  

  Birinin, korkunun insanları aptallaştırdığını anlaması için 11 Eylül 2001’den bu yana siyaset sahnesinin keskin bir gözlemcisi olmasına gerek yoktur. Daha az açık olan şey şudur ki bağışlayıcılık insanları daha “usta” birine dönüştürür ve bunun sonucu olarak karşılaşabilecekleri talihsiz olaylarla, saldırılarla ya da kötülüklerle daha iyi baş edebilirler. Bunun nedeni bağışlayıcılığın; korkunun, kızgınlığın ve terörün bütün bu içinizdeki zihinsel halleri açığa çıkarmak için çalışıp durduğunu size öğretmesidir. Kininizi ya da öfkenizin bir kısmını bile başarıyla boşalttığınızda (ve biliyor musunuz; korku ve kin aslında aynı şeydir), küçük adamın arkasında saklanan bir sonraki adımda daha büyük korkuyu göreceksiniz. Bu daha büyük korkuyu kavradığınızda, onun arkasındaki genelleşmiş endişeyi anlamaya başlayacak; zihninizdeki endişe ve içerlemenin saydam olmayan örtülerini delip geçtikçe, yıllardır kendinizi nasıl inceden inceye korkutmakta olduğunuzu görmeye başlayacaksınız. Kendinizi korkutmadığınızdan emin olsanız bile, isteyerek ya da istemeden başkalarını korkuttuğunuzu görmeye başlayacaksınız.

  Siyasal gayelerle terörizm olarak düşündüğümüz şey insan zihninin derinliklerindeki tam olarak aynı köklerden doğmaktadır; belirtiler daha şiddetli, ancak hastalık aynıdır. Kişisel olarak terörün nasıl doğduğunu, büyüdüğünü ve içinizde kendi kendine nasıl beslendiğini anladığınızda, bunun diğer insanlarda nasıl çalıştığını da anlayacak, köklerini nereden aldığını daha iyi belirleyebilecek ve bu süreçte kurbanlar yaratmadan bu kökleri ortadan kaldırmak konusunda yardım etmede daha başarılı olabileceksiniz. Bu nedenle bir vatanseverlik hareketine, bir “bağışlayıcılık hareketine” olduğundan daha fazla ihtiyacımız olmadığını düşünüyorum, ancak aptal da değilim; yakın zamanda bu tür bir yasanın meclisten geçmeyeceğinin de farkındayım. Bu önemli değil, çünkü bağışlayıcılık eninde sonunda demokratikliktir: bu her birimizin kalplerimizi ve zihinlerimizi dönüştürmemize bağlıdır, böylelikle bağışlayıcılık kendiliğinden yayılacaktır.            

  Ben yürekten bir provokatör olduğumdan sizleri bir eylem planı olmadan bırakamam. Sizler kısa süre içinde bu günlük, devam eden bağışlayıcılığın beklenmedik açığa vuruşların ve kişisel devrimin inanılmaz karışık bir süreci olduğunu keşfedecek olsanız da, buna ulaşmanın yolu nispeten basittir. Yıllar içinde kendi disiplinimi sizlerin kendi kullanımınıza adapte edebileceğiniz yedi adıma indirgedim, bu adımlar şöyle gidiyor:     

1. Keskin bir acı, başkasına karşı ciddi bir haksızlık ya da kendine karşı bir ceza görevi seç ve onu tüm detayları ile gözden geçir.

2. Affedilecek şey her ne ise onun görüntüsünü zihninde tut; bu kendin, başka bir insan ya da geçmiş bir olay olabilir ve şunu söyle; “Seni hüznümün, beğenilmeyişimin ya da ayıplanmamın pençesinden serbest bırakıyorum.” Bu niyet üzerine sessizce konsantre ol.

3. Bir süreliğine, seni sürekli rahatsız eden acı ve keder olmadan hayatının nasıl olabileceğini hayal et.

4. İncittiğin ya da seni inciten birinden özür dile; bir arkadaşına kendini bağışlamandan bahset; ya da içsel çalışmanı ilişkilerine yansıt.

5. Her adımda direnç ya da korkunun üstesinden gelmede Tanrı’nın yardımını iste. Eğer Tanrı’ya inanmıyorsan, doğadan, insanlıktan ya da kendi zihninin gizemlerinden yardım iste. Bunlar yardımın gönderildiği kanallardır ve yardım her zaman gönderilir.

6. Sabırlı ol. Bağışlayıcılık, iyileşmeye götürür ve bu iyileşme kendi düzenlemesini, zamanlamasını izler. Şu ana kadar herhangi bir şey başarıp başarmadığını düşünmen, muhtemelen kendi beklentilerini aşan, ileriye dönük değişiklikler doğuracak radikal bir eyleme kalkıştığın gerçeğinden daha az önemlidir. Günlük işlerinle meşgul ol, ancak düşüncelerinde, hislerinde ve ilişkilerinde meydana gelebilecek beklenmedik değişiklikler için tetikte ol.

7. Hayatın boyunca gerek olduğu müddetçe, birinci adımdan altıncı adıma kadar olan adımları tekrar et.

  Hepsi bu! Bugün, seni rahatsız edecek ilk şeyi bağışlayarak terörle savaşabilir ve ondan sonra ne gelirse gelsin bağışlayabilirsin. Emin ol ki, daha büyük bir huzur, daha keskin bir zeka ve gerçek korkusuzluk yolunda bağışlamak için çok fırsatların olacak.

Yayın Tarihi: 14.01.2008

 

© Astroset 2004-2010