Ezoterizm ve Gizemcilik

İKİ KAYIP ANAHTAR

William Brehon
Çeviren: Işık UÇKUN
Yayın Tarihi: 22.Temmuz.2008
WWW.ASTROSET.COM

  BAGAVATGİTA-ZODYAK
  Oryantalistler, yazılmış olduğu Sanskritçe’nin dışında bir bilgi olarak Bagavatgita’nın bir anahtarının olduğunu hiçbir zaman kabul etmemiştir. Bundan dolayı bu eserin Avrupalı çevirmenleri yalnızca felsefi yanını vermişlerdir.

  Ancak, aralarında H.P. Blavatsky gibi bir otoritenin de bulunduğu pek çok teozofi öğrencisi, bu harika eserin birkaç anahtarının olduğuna ve şu anda dünya üzerinde kayıp olduklarına inanıyor. Aslında kayıp değiller çünkü Doğu’daki, yerleri belirli yer altı tapınaklarında saklanan ve korunan, bilenlerin ise yerlerini açığa vurmayacağı cilalı taşlardan üretilen pek çok kitapta ve kağıtlarda bozulmadan saklı duruyorlar. Kutsal olanın bir değer ifade etmediği kişiler bu harika kitaplar için herhangi bir araştırma yapmıyorlar çünkü onlarda inanç kavramı yok. Ancak zihinsel görme yeteneğini doğru yöne çevirmeyi başarabilen gerçek öğrenci için o anahtarların saklandığı dış forma bakmaya gerek yoktur.

  Ayrıca, Zodyak için de bir anahtar vardır. Modern astrologlar ve astronomlar Zodyağın olası kökenini açıklamak üzere zayıf seslerini yükselttiler ve bazıları çok sıradan bir açıklama yaptı, bazılarıysa bunun, farzettikleri yazarına söylediklerinde çok ileri gitti ama ne onu isimlendirdi ne de tarihte bir yer verdi, ancak bilinmeyen bir kişiye hitaben atfedildi yazılanlar. Bu modern yıldız takipçilerinin Zodyak yolu üzerindeki herhangi bir şeyle ilgili herhangi bir bilgi oluşturup oluşturamadıkları çok şüphelidir, burçlara ilişkin bu çok eski düzenlemeler zaten ellerinde yok muydu…

  Bagavatgita ve Zodyak, birinin bir kitap, diğerininse güneşin gökyüzünde izlediği yol oluşuyla birbirlerinden çok farklı olmakla birlikte iki büyük bilgi deposudur ve aynı yöntemle yorumlanabilir. Bagavatgita’nın şu anda kitap formunda olduğu doğrudur ama bunun nedeni, binlerce yıldır devam eden çalışmaların böyle olmasını gerektirmesi nedeniyledir ama bu kitap, insan ırkının evrim tarihine yerleşmiş olarak ideal dünyada varolmaktadır. Yarın bütün kopyaları yok edilse bile yeniden oluşturulabilmesi için gereken malzemeler mevcut ve tüm görüntülerin altında yatan gerçeklikleri bilen bilgeler tarafından yeniden bir araya getirilebilir. Aynı şekilde Zodyak da bazı bilgeler tarafından yeniden meydana getirilebilir, ama bu da günümüzün astronomları tarafından değil, ancak yine sözkonusu bilgeler tarafından gerçekleştirilebilir.  Astronomlar şüphesiz yıldızların belirli sınıflandırmaları ile güneşin yolunu belirleyebilirler ama bu Zodyak olmaz, meydana getirdikleri şey, onun içerdiği mikrokozmik ve makrokozmik periyodlar ve olaylar hakkında sadece çok küçük bir bağlantı taşıyacaktır. Eski ve yeni almanaklarda görüldüğü haliyle onu insanlara sunamayacaklardır çünkü Zodyağın herşeyle bağlantılı olabileceğini bilmiyorlar, bunun da nedeni onların sisteminin insanla Zodyak arasındaki herhangi bir gerçek etkileşmenin varlığını güçlükle kabul etmekte oluşudur çünkü henüz insanın kendisinin, kendi güneşinin bir devreyi oluşturduğu bir Zodyak otobanı olduğunu bilmiyorlar.

  Zodyağın düzenlemelerinin ve basit figürlerinin, günümüzün iyi eğitimli bilim insanlarının gözünde ne kadar gülünç olduklarını düşününce uzun süre önce bunu tamamen ortadan kaldırmamış olmaları tuhaf geliyor. Görünen o ki bunu yapamıyorlar. Gizemli bir nedenden ötürü, almanaklar hala eski burçları kapsıyor ve ayın periyotları bu kadim figürlere göre yorumlanmaya devam ediyor. Ayrıca, modern astronomlar hala eski sembolleri kullanıyorlar ve her asteroide hepimizin bildiği kadim Zodyak işaretleriyle tam olarak aynı çizgide olan bir sembol veriyorlar. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, onları yok edemediler.

  Bagavatgita öğrencisi, kısa bir süre sonra bir yerlerde eserin bir anahtarının olduğunu hissetmeye başlar, zihinde sürekli olarak yükselen daha büyük anlamların belirsizliğini netleştiren bir şeyin olduğunu hisseder. Bir süre sonra felsefi ve sadakat ile ilgili olarak dizelerin anlam yüklü olduklarını fark etmekle birlikte da eserin sözlerinin altında başka ve çok daha derin bir imanın yeraldığını görebilir hale gelir. İşte kayıp anahtarın açıklayacağı anlam da budur.

  Bu anahtarın kimde olduğu ya da nerede saklandığı henüz açığa vurulmuş değildir çünkü sözkonusu Kardeşliği bilenler, henüz tüm açıklamanın önlerine konulması için insanlar arasında hazır olanlarının yeterli bir çoğunluğa ulaşmadığını söylemektedir. Öğrencinin şu anda, bulunduğunda bilgiye ait olmaya götürecek olan sadakat yolunda çalışması yeterlidir.

  Zodyakla ilgili de aynı şey geçerlidir. Bildiğimiz kadarıyla, sadakat ve çabayla kendi güneşimizin yolculuğuyla kendi kişisel zodyağımız daha çok gelişecek ve böylelikle dünyanın aydınlatıcılarının büyük ruhsal yolculuğunun anlamlarını öğreneceğiz. Bu çalışmada, birer kopyası olduğumuz büyük sistemi tanımadan kendimiz hakkında birazcık bile bilgi edinmemiz imkansızdır.

Atman güneştir,

Ay da odur,

Ve tüm yıldızlar da

Ona aittir.

http://www.theosociety.org

 

© Astroset 2004-2010