Ezoterizm ve Gizemcilik

WWW.ASTROSET.COM

KABALA'DA DÖRT DÜNYA SEMBOLİZMİ

  Önceki bölümlerde yaptığımız açıklamalardan ortaya çıkan ince tertipteki metafizik ve ezoterik şekillendirmeler, bu bölümde aktarılacak olan yaradılışın dört evresi olgusunu rahat kavramayı sağlayacaktır.
  Evrendeki Bir’lik ve Bütün’lük ilkesine göre şekillenen bizim eski dediğimiz ama aslında eski değil de kadim sayılan bilgelik okulları ve ezoterik çalışmalar; görünmeyen etkileşimlerin işleyiş etkileri, insanların ve cisimlerin enerji dengeleri, enerji hatları ve bu etkileşimlerin, enerjilerin nasıl kullanılacağı hakkında bir hayli geniş bilgilere sahipti
. Günümüzde ise her öğreti gibi maalesef Kabala öğretisi de çeşitli modern ve dejenere edilmiş Kabala tarikatlarının etkisi ile giderek yozlaşmakta ve bu kadim bilgiler, hak etmedikleri bir kolaylıkla elde edilir ve hemen kullanılabilir gibi pazarlamacı bir mantıkla insanlara sunulmaktadır. Oysa tüm ezoterik öğretilerin tek bir simyası vardır bu da bilginin insanı değiştirmesi simyasıdır. Gerçek simyacı madeni altına dönüştüren değil kendi iç varlığına ulaşan ve benliğindeki evrensel değerleri dünyada yaşarken açığa çıkarandır. Eğer aldığınız bilgi sizde bir değişime neden olmuyorsa, o bilgi bir süre sonra sizi dejenere bile edebilir. Eskiler biriktirilecek çok bilgi yerine sadelikle uygulanacak az bilgiyi tercih ederlerdi.
 
Eğer karşılaştırmalı bir bakış açısı ile ele alacak olursak, Kabala’daki Sefirotun astrolojide karşılığı vardır. Kabalistik astrolojide ele alınan değişken Sefirot takım yıldızlarının çalışma şekli birçok bölümlerden oluşmuştur ve ezoterik astroloji hakkında bilgi sahibi olmak, konuyu daha da derinden araştırmak isteyenlerin, astroloji ile Kabala arasında da bir bağ kurmasında bilgide derinleşme adına yararlar vardır.

  Kabala’ da bilginin 10 katmanda açılışına Sefirot adı verilir. Her sefirahtaki anlık dinamizm, minyatür ağacın damarlarındaki özsu akışına benzetilebilir. Bu dinamizmi ve bilgi açılımının astrolojideki karşılığı ise Feleklerdir. Kutsal metinlerde de bilgi 10 emirle açılım gösterir. Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn Feleğinin üstündeki sekizinci Felek Burçlar Feleği  yani Zodyaktır, onun üstünde Atlas Feleği vardır. En tepede ise İslam Kozmolojisinde büyük bir önem taşıyan Arş-ı Azam yani Her Şeyi Kuşatan vardır.

FELEKLER

 

10

ARŞ

9

ATLAS FELEĞİ

8

SABİT YILDIZLAR(ZODYAK)

7

SATÜRN FELEĞİ

6

JÜPİTER FELEĞİ

5

MARS FELEĞİ

4

GÜNEŞ FELEĞİ

3

VENÜS FELEĞİ

2

MERKÜR FELEĞİ

1

AY FELEĞİ

Hermes’e göre “Yukarıdaki aşağıdaki gibidir ve aşağıdaki yukarıdaki gibidir.”

  Astrolojideki Felekler sistemi, makrodan mikroya inişin bir simgesi gibidir. Yukarıdaki aşağıdakine benzer ilkesine uygun olarak incelenen bu açılışların ve yayılımların astrolojideki karşılığı bireysel doğum haritalarındaki işaretleri doğru değerlendirip, haritaların evrensel akışa göre  yönlendirilmelerine destek vermektir.

  Astroloji evrensel enerji akışının, gezegenlere ve bireylere inişinin yönünü ve görünenin ardındaki görünmeyendeki etkilerini araştırırken; gök cisimlerinin pozisyonlarını, yaydıkları titreşimlerin insan yaşamı üzerindeki etkilerini de açığa çıkarır ve aslında ruhsal bir araştırma alanıdır ve özellikle gidilecek yolu işaret etmeye çalışır. Günümüze ulaşan ve halen yozlaşmamış haliyle korunan sağlam temelli astroloji bilgileri, kadim astrolojinin temel ve ezoterik bilgileridir. Titreşimlerden ve enerjilerden ibaret bir evren anlayışına sahip olan eski astrologlar, astrolojiyi çevrelerine şirin göstermek ya da onların tepkilerinden çekinerek, astrolojinin bu kadim özelliklerinden taviz vermek yerine, gerçeğe her zaman korkusuzca yaklaşmışlar ve özellikle geleceğe yönelik öngörülerinde, sadece yıldız haritalarının yorumlarıyla yetinmeyip, sezgilerini ve tüm psişik yeteneklerini de çekinmeden kullanmışlar ve bilgilerini insanlardan saklamak gereğini duymamışlardır. Aksine asli görevleri olan işaretleri doğru değerlendirme vazifelerini yerine getirmeye çalışmışlardır.
  Kadim Astrolojiye göre, güç alanlarının karşılıklı dinamik etkileşimlerinden ortaya çıkan yani olasılık ve bilgi açısından zengin bir evren anlayışında, her şey canlıdır ve cansız şeylerle değil, canlı varlıklarla her düzeyden karşılıklı etkileşim içinde olduğumuz bir evrende yaşarız. Birçok ruhsal öğreti de doğal olarak astroloji gibi her şeyin meydana geldiği asli bir teklikten ya da ruhtan söz eder. Bu kadim öğretiler, günümüz çağdaş fiziği ile de büyük paralellikler göstermektedir. Fizikçiler artık her şeyin iç içe olduğu temel bir durumun varlığını tartışıyor. Bu düzen, evrenin kendisini dolaylı olarak ifade ettiği bütünselliktir; sırayla, evrendeki her madde ve nesne bu bütünselliği, saklı düzeni içerir. Kozmosun tamamı her birimizin içinde de saklıdır. Bu iç içe geçmiş saklı düzende, bizim bildiğimiz zaman ve mekan yoktur, kuantum fiziği de parçacık fiziğinin derinlerine indikçe mistiklerin bu tanımları ile karşılaşmaktadır. Modern fizikte de kadim kozmolojik evren tanımlarında da, evren maddenin de oluştuğu enerji ve alanlardan meydana gelmiştir. Enerji her şekli alabilirken, alanlar da enerjiyi şekillere dönüştüren modelleri oluşturur. Hem enerji hem de alanların tek bir bütünden meydana geldiği yönünde öne sürülen bu hipotez evrensel enerji akışının yönlendirilmesi konusunda da bir ipucu niteliğindedir. Bir bir bütündür ve her şey onda saklıdır.

  Kabala’ da ise,  Hayat ağacı belirmenin yani oluşumun kutsal dünyasını teşkil eder  ve varoluş ilk önce buradan başlar. Bu dünya Azilut'tur. (İbranice 'de yakınlık demektir) Azilut dünyasının doğasında, varolan bütün dinamikler ve kurallar tam olarak mevcuttur, çünkü orası saf iradenin (isteğin) olduğu yerdir. Kutsal varoluş, büyük kozmik çemberlerin dizilişi boyunca yaratılış, en yüksek gök kubbeden en küçük parçaya kadar uzayda halka halka yayılacaktır. Sonsuzluktan şu ana, çağlardan haftalara ve oradan da günlerin sonuna vardığı zaman her şey tam olur.
  Saah’da ise
“ Herkes benim adımla çağrılana dek ki ben onu zarafetim için yarattım, ona şekil verdim yani onu yaptım” diye anılır. Çağrılmak, yaratılmak, şekil vermek ve yapmanın dört evresi, kutsal kitapların ve Kabalanın içinde sık sık yinelenir, bunlar en eski hayat ağacında (Azilut'ta) bulunurlar ve sembolik olarak ağacın kök, gövde, dal ve meyveleri ile ifade edilirler.

" Bu dört evre Tetragrammaton (dört kutsal harf) veya Tanrının en özel ismi YHVH 'nin dört harfiyle de açıklanabilir."

 

© Astroset 2004-2010