Metafizik / New Age

WWW.ASTROSET.COM

 

GELİŞ AMACINI HATIRLAMAK  VE YAŞAM PLANI

  Geliş amaçlarının çeşitliliği
  Geliş amacımızı hatırlamak herkesin ortak dileği değil mi?!!!  Bir sabah uyandığımızda neler yapmamız gerektiğini bir anda hatırlayabilseydik ne güzel olurdu!... Ama olmuyor işte, burası Dünya adı verilen bir gezegen ve buranın kendine has şartları var, isteyince değiştiremiyoruz ama bu kendimize bir yol haritası, bir ayak izi bulamayız anlamına da asla gelmiyor doğrusu! Her soru yanıtı ile iç içe olduğundan, soruya sormaya başladığımızda yanıtın ayak izleri de ‘beni izle doğru yoldasın’ demeye başlıyor.

  Çok değişik amaçlar söz konusu olduğu için ancak bir doğum haritası çok net incelendiğinde bir tahmin ileri sürmek mümkünse de öncelikle belirtmek gerekir ki, hepimizin Dünya’ya geliş amacı birbirinden çok farklıdır, tıpkı birey olarak farklı olmamız gibi  bedenlerimiz, genlerimiz, ailelerimiz ve kaderlerimiz  de birbirinden çok farklı. Özde teklik ifade etsek de, burada çoğuluz ve farklılıkların ahenginden bütüne gitmeye çalışıyoruz…
  Geliş amaçlarımız bir tane değildir dersek ve bu desteyi bir bütünlük olarak görürsek daha doğru olur. Buraya bedenlenme amacı; gezegene doğarak gelmiş olan her varlık için değişkenlik gösterebilir ama temelde
gelişmek ve geliştirmek anayasasını uygulamak da ortak kaderimiz…

  Geliştirmek ve geliştirmek ana hedeflerden biri yani kendinizi ve aynı zamanda da bulunduğunuz alanı, çevrenizi geliştirmek dileği herkesin ruhunun derinlerdeki saklı temel bir gerçek. Yani her varlığın kendini geliştirmesi gereken noktalar elbetteki değişiklik gösterecek, her varlık için bir farklılık oluşacaktır. Deneyimlere, uygulamalara aynı zamanda varlığın kapasitesine bağlı değişimler olabilir. Bir varlık aynı deneyimi birkaç yıl içinde alabilirken, bir başka varlık aynı deneyimi ancak birkaç hayat içerisinde aşabilecektir. Bu o varlığın kendi kapasitesiyle de bağlantılı bir durumdur. Tabii ki daha önce o işi tamamlayabilen, daha hızlı gelişme fırsatı bulacaktır ve diğeri daha arkadan gelecektir. Taa ki hızlı bir atak yapana kadar…
   Bu yüzden geliş amaçlarımız, her varlığa ve deneyimine göre, öz kapasitesine ve kendi donanımına göre değişiklik gösterir. Gelişim hızları ve miktarları değişik olur. Biri daha hızlı, daha yavaş, şu veya bu oranda, biri diğerini kapsayacak şekilde olabilir.

  Hatırlamak
 
Geliş amaçlarını hatırlamaksa yine tamamen varlığın kendi kapasitesiyle ilgili bir durumdur. Hatırlama varlığın kendi hızı, kapasitesi, yaşadıklarını değerlendirmesi, karşısına çıkan olayların dilini çözebilmesi, bir olayı neden yaşadığını, niye yaşamakta olduğunu çözümleyebilmesi ve karşısına gelen şeyleri dünya gözü değil de, iç görü dediğimiz, iç gözü ile değerlendirebilmesi ile bağlantılıdır…

  Bütün varlıkların dünyaya gelirken bir geliş amaçları vardır. Bu yaşamın içine vurulduğunda yani diyelim bir yaşam kesiti içinde, sıfırdan elliye kadar elli yıl yaşayacaksa, bu yaşamı bir banka hırsızı olarak da geçirebilir, bir katil olarak da, ihtiyaçları ile ilgili olarak bir aile babası olarak da, hastalıklarla mücadele ederek veya bir organ eksikliği ile de geçirebilir. Yani yaşam çok fazla çeşitlilik getirmektedir. Siz çevrenizde bunları zaten görmektesiniz. İhtiyaca göre amaçlarının toplamının karşılayan bir planla doğar insan, onun da adı ‘Yaşam Planı’dır.

  İhtiyaç dediğimiz şey amaçlarının toplamının karşılayan bir yaşam programı ile doğmaktır, önceden belirlenmiştir, kendisine sunulmuştur ve bir anlaşma sağlandıktan sonra varlık bu programı uygulamak üzere doğar.
  Ancak iş o ki, buraya geldikten sonra bazı pürüzler başlar çünkü gezegeninizde unutmak yoluyla doğulur. Enkarnasyonlarınız (doğuşlarınız) unutmak yoluyla olmaktadır ve önceki yaşamlar dahil olmak üzere bu yaşam planınızda bilinç üzerinde unutulmaktadır. Ancak bilinçaltınızda, ruhunuzun derinliklerinde, ruhunuzun bildiği bir şekilde saklıdır fakat onu her an bulup çıkaramamaktasınız, bulup çıkaramadığınızda işte bazı pürüzler o varlığın kapasitesi ile de orantılı olarak başlayabilir.

  Zor Yaşam
 Varlıklar genellikle ve özelliklede ihtiyaçlarının ve amaçlarını doğrultusunda zor bir yaşam programı seçmişlerse, buraya geldikten sonra bu yaşam planını inkar etmeye ve reddetmeye başlarlar ve sanki bu program onlara ait değilmiş sanki başlarına bir felaket gelmiş, aslında bu hayatı hak etmemişlerde çok farklı bir hayat yaşabilirlermiş ama Tanrı’ları onlara bu hayatı vermemiş gibi bir inkar ve reddetme safhasına geçerler ki bu aslında oluşabilecek en zor ve en tehlikeli safhalardan biridir. Çünkü inkar bütün işleri zorlaştıracak bir şeydir, her şeyi kolaylaştırabilecek ve bir an önce programı tamamlamanızı sağlayacak olan şey ise onu kabullenmek yani yaşadığınız şeyi kabullenmek ve şu an ne yaşamakta iseniz, buna ihtiyacınız olduğunu bir an önce görmektir.

  Amaçları hatırlayabilmek için neler yapmalı?
 
Amaçlarınızı daha hızlı hatırlayabilmeniz için neler yapmanız gerektiğinin ilk adımı, karşımıza çıkmış, çıkmakta olan veya çıkacak olan olayları değerlendirmeden geçmektedir.

  Zihin yapınızı bir şekilde ayarlayıp kurgulayarak karşınıza çıkan olayları ve yaşadıklarınızı ne kadar inkar ederseniz ve sanki siz aslında bunlara layık değilmişsiniz, daha iyilerine veya daha farklılarına layıkmışsınız, hak edermişsiniz ama bir şekilde sistem, Dünya, Tanrı’nız her kimse size bunu vermemiş gibi algılarsanız, hiçbir şekilde buraya geliş amaçlarınızı hatırlama fırsatınız kalmaz. O yüzden yapılması gereken en doğru ve hatırlamayı hızlandıracak şey, amaçlarınızı daha hızlı hatırlayabilmeniz için ilk yapmanız gereken, karşınıza çıkmakta olan olayları daha objektif bir gözle değerlendirmeniz olacaktır. Ben bu olayı neden yaşamaktayım ve neden karşılaşmaktayım’ sorusunu her şeye sormalısınız. Sanki bir yanlışlık sonucunda karşılaşmışsınız gibi düşünmek yerine aslında bu değil ama şöyle olmalıydı, ben şunları yaşamalıydım, aslında şimdi şunlara sahip olmalıydım, aslında şöyle bir noktada olmalıydım vs. gibi şeyleri durmadan zihninizden geçirmek yerine şu anda içinde bulunduğunuz gerçekliği fark etmelisiniz ve ‘ben bugün şu anda şöyle bir noktadayım acaba neden bu olaylarla karşılaşmaktayım, neden bu şekilde bu olaylar cereyan etmekte, vuku bulmakta ?’ Bu sorular sizi amaçlarınıza götürür. Bu soruların yanıtlarına yaklaştığınız zaman çözümlemeye ve hatırlamaya yani neler yapmanız gerektiğini anlamaya başlarsınız. Çözüm anahtarı size kendini belli etmeye başlar.

  Örneğin diyelim ki, son yaşadığınız bir olayı, düşündünüz, taşındınız ve çözümlemeye başladın ve ‘yahu benimde şu yanım çok tembel, şu şu şu yanımı harekete geçiremiyorum, oysa ki şu olay benim şu şu şu yanlarımı otomatikman harekete geçiriyor, otomatikman beni hızlandırıyor ve ben o işi yapmak zorunda kalıyorum’ diye bir çözüme ulaştınız. İşte o zaman buraya geliş amaçlarınızdan bir tanesi sizin tembel yanınızı eğitmeniz olabilir, dikkatli gözlem ve iç sorgulama ile amaçlardan birini yakaladınız demektir. İnsanın doğasında öyle güzel bir yön var ki, bir gerçeği bir kere idrak ettikten sonra o bilgi sonsuza kadar ona ait oluyor. İç görü ile izleyerek, onlara sorular sorarak, soruların yanıtlarını arayarak bakarsanız; her bulduğunuz ayrı yanıtın toplamının sizin amaçlarınızı oluşturduğunu göreceksiniz ki zaten en temeldeki amacın gelişmek ve geliştirmek olduğunu biliyorsunuz…

  Siz kendini fark etmenin kıyısında sevinçle yeni karşı sahili izlemekte iken, karşılaştığınız bu gerçeklerle gelişmek ve geliştirmek kavramının da  içini açmış olacaksınız yani hangi yanlarınızı geliştirmekte ve başkalarının özellikle en yakınlarınızın, hangi yanlarını geliştirmeleri için katkıda bulunmaktasınız gibi  tüm bu soruların çözümlemelerine ulaşacaksınız. Bulduklarınız  tabii ki en temelde varlıkların kendilerini gelişme ve geliştirmeleri ile ilgili çözümlemeler olacaktır. Bunu da ilk etapta olayları doğru değerlendirmek ve her ne yaşamaktaysanız onu zaten yaşamak üzere program yapmış olduğunuzu, imza atmış olduğunuzu bir an önce görmek, kabullenmek ve programınıza sadık kalarak, onu inkar etmeden, o programın sizin programınız olduğunu ve buna gerçekten ihtiyacınız olduğunu ve o yüzden bunları yaşamakta olduğunuzu bir an önce fark etmek, amaçlar topluluğuna daha kolay ulaşmanızı sağlar.

 

  Vazife
  Tabii ki bu noktada tam yolu ve hedefleri belirlerken, amaçlar topluluğunun içine vazifeyi de yerleştirebiliriz. Vazife dediğimiz zaman aslında yaptığımız her şeyi bir vazife olarak kabul ederek, ona hak ettiği değeri vermekten söz ediyoruz. Yaptığımız her şey hem kendimize hem başkalarına faydalıdır ama bir de bizim gezegenimizde
ışık işçileri  diye adlandırdığımız büyük bir gruptan da söz edecek olursak tabii ki onların, bazı vazifelerinde biraz daha farklılıkları olduğunu kabul etmemiz gerekir… 
 
Sadece kendinin ve çevreninin gelişiminden sorumlu olmak da doğrudur, hem kendinin, hem çevresinin hem de hiç tanımadıklarının gelişiminden sorumlu olmakta… Ve hatta gezegenin kalkınma projesine katkıda bulunmak gibi bir  doğruda vardır ve hepsi o kişilere ait yaşam planlarının ürünüdür…

  Yeter ki, bu planı doğru okumak için çaba harcayalım. Doğuş planlarımızın içinde gerçek kapasitemizle ilgili tüm veriler kayıtlı, sezgi, ilham, içgörü ve aynı zamanda da akıl ve mantık yoluyla dışlaştırılmayı bekliyor.

 
 

© Astroset 2004-2010