Küresel Isınma

WWW.ASTROSET.COM

YARIM DERECELİK ISINMA DEMEYİN!

   Gezegenimiz Küresel Isınma nedeniyle yazlarını, kışlarını, baharlarını birbirine karıştırmaya başladı. Yeşillikler sararıyor, topraklar kuruyor. Doğudan batıya, kuzeyden güneye, dünyanın dört bir yanından gelen ya sel baskını ya kuraklık ya fırtına haberleri dinmek bilmiyor. Oysa, son kırk yıldaki ısınma sadece yarım derece. Yarım derece ne ola ki deyip geçmeyin o yarım derecenin başımıza açacağı işler hiç de sanıldığı kadar basit değil. O yarım derecelik küresel ısınma, gıda ürünleri fiyatlarını yükseltiyor, insanları evinden, yurdundan ediyor, seller sular evleri, insanları ardına katıp felaketlere neden oluyor, dünyanın pek çok bölgesinde, açlık ve kuraklık çanları çalıyor. Bütün bu olup bitenler bir bütün olarak yaşamımızı dönülmez tehlikelerin eşiğine getiriyor ve işin kötüsü bu drama daha yeni başlamışa benziyor.O yarım derece, buzulları büyük kütleler halinde, asırlık yuvalarından kopartıyor. Bu kadar vurucu sonuçların yaşandığı bir ortamda, kütleler halinde kopan buzullar, küresel ısınmanın çeşitli doğal afet deneylerine sahne oluyor. Kopan her buzul parçası, 6 veya 6,5 milyar insanı korkudan yerinden oynatıyor, tir tir titretiyor.

  Nuh Tufanı
 Tarihe şöyle bir an için dönüp bakacak olursak Nuh Tufanı ya da Gılgamış Destanı’nda uzun uzun anlatılan sel baskınları geliyor aklımıza. Sodom Gomora örneği ve o dönemin inancına göre, ayaklanan kızmış tanrıların gazabı ve tanrıların öç alışı. Oysa, o tufanlar ya da sel baskınları  da belki küresel ısınmaların ilk işaretleri. Son otuz bin yılda denizler yetmiş metre yükselirken, hava sıcaklığı sekiz derece artıyor. Doğayı acımasızca tüketen ve kirleten insanoğlunun bu kara mizah öyküsü hep aynı mı sonuçlanmak zorunda neden tanrıların gazabı olsun ki, bize göre olsa olsa insan nefsinin kendine azabıdır bütün bunların asıl nedeni… Açgözlülük, hırs, madde tutkusu ve doymak bilmeyen tüketici bir iştah…

  Kadim Uygarlıklarda aynı nedenlerden yok oldu
  Kadim uygarlıkların adı bu nedenle kayıp uygarlıklar olmadı mı? Kimler geldi kimler geçti tarih sayfasından ne uygarlıklar battı gitti? Bizimkini koruyan var mı ki? Garantisi nerede? Elinde garanti belgesi olan varsa haber versin. Bu vurdumduymazlık insanın tüylerini ürpertebiliyor bazen…

  Maya uygarlığı böyle yok olmadı mı? Bir dönem sonra kendi özlerine yabancılaşan tüm toplumlarda olduğu gibi Aztek, İnka ve Mayalar da daha çok mısır tarlası için, daha çok orman kesti yani daha çok madde telaşına düştü, hırsına yenildi. Daha çok orman kesmek, daha çok erozyon getirdi. Çok erozyon, Maya uygarlığını tarihe gömdü. Sekizinci yüzyılda Pasifik Okyanusu’ndaki Paskalya Adası’ndaki uygarlıktan da günümüze kala kala 390 sütun kaldı. Mu ve Atlantis efsanelerinin ardında hangi nedenler var? Doğal kaynakların insafsızca yok edilmesi, açlık ve iç savaşı beraberinde getirdi. Kıtalar yok oldu. Neden? Evrensel Birlikten ve Bütünlükten kopuş oldu da ondan tıpkı şimdi olduğu gibi. Tüm değer yargılarının, ahlakın, erdemin, doğruluğun ve en önemlisi sevginin bu kadar ayaklar altına alınması yani ahlakın her anlamda çöküşü bizi de yok edebilir… Eğer uyanmazsak ya da uyanmanın önemini bu kadar göz ardı etmeye devam edersek olacaklar pek de kolay hazmedilecek değil gibi gözüküyor!
  Aslında Yüzyıllarca geriye gitmeye de pek gerek yok, bize örnek olacak pek çok olay şu anda yaşanıyor zaten.  Son yıllarda Tanzanya’da şarap ve çay üretimi düşüyor. Arjantin daha az et üretiyor, çünkü otlaklar eskisi gibi yeşil değil, koyunlar eskisi gibi gürbüz değil. Kenya’da fillerden zebralara kadar, her tür hayvan ölüyor. And Dağları’nda yetişen sığırlar daha az ot buldukları için daha az et, koyunlar daha az yün, inekler ve keçiler daha az süt veriyor. Tayland’da daha az kahve, daha az mango yetişiyor.
  Bilim adamları, insanlığı ve dünyayı yakın gelecekte bekleyen en büyük tehlikenin kolay para kazanma hırsı ve "daha verimli oldukları" gerekçesiyle ithal edilen bitki ve hayvanların yol açtığı "biyoistila" olduğu uyarısında bulunuyorlar da dinleyen var mı acaba? Daha geçenlerde birkaç yıl öncesine kadar dünyanın en güzel sahillerine sahip Brezilya, kumlarını kaplayan milyonlarca dev Afrika salyangozu ile mücadele ediyor. Brezilyalı salyangoz üreticileri, kısa sürede bir kiloya ulaşan ve her bir seferinde 2 bin yumurta veren dev Afrika salyangozlarını büyük bir keşif ve mucize olarak değerlendirerek ithal etmiş ve tüm dünyaya ithal ederek iyi de para kazanacaklarını düşünmüşlerdi ama sonuç umdukları gibi olmadı.
 
Doğal düşmanlarının bulunmadığı ortamda kısa sürede çoğalan dev salyangozlar, fare artıklarından, çöplere varıncaya kadar her şeyi yemeye ve menenjit mikrobu yaymaya başladılar.

  Gezegensel Bütünlük Yok Olmamalı!
  Dünya Ana canlı bir organizma. Bizler de onun üstünde farklı amaçlara sahip hücrelere benziyoruz insan olarak, kendimizi geliştirirken onu acımasızca tüketirsek ki tükettik; bu iç içe geçmiş adeta organik hale gelen  insan dünya ikilemi nedeniyle çeşitli sıkıntılarımız olmayacağını mı zannediyoruz? Hepimiz öncelikle birbirimize hizmet ediyoruz sonra bu hizmetlerin bütünü de evrensel olana  hizmet ediyor… Böyle yanlış bir evrensel anlayış ve uygulama nerede tohum verebilmiş, nerede yeşermiş ki bizde yeşersin, tohum versin, sürgün olsun ? Olsa olsa vahşetin ürkünç mırıltısı, hırıltısı, uğultusu yani kakafoni olur. Parçalanmış, bölünmüş, ayrıklaşmış anlayışlarla ne zaman bir yere vardık ki şimdi varalım. Bir an önce toparlanalım, silkinelim, uyanalım. Bu uyku gaflet uykusu, düşmana uykuda esir düşmemek için gözü, gönlü açmak gerek. Hepimiz bu mavi gezegen gemisinin yolcularıyız ve tek çıkış, aşkın, insana yakışır, onurlu bir anlayışa geçmekle mümkün. Elele verip oluşan bu hızlı değişim realitesinin icaplarını yerine getirmeye çalışmak en kestirme yol gibi görünüyor bizlere, siz ne dersiniz? Bu konuda görüşlerinizi bizimle paylaşırsanız seviniriz.

  Küresel ısınmaya karşı alınacak bireysel önlemler nelerdir?
  Birleşmiş Milletler Küresel Isınma Konferansı raporu, dünyayı bekleyen felaket tablosunun sorumlusunun insanoğlu olduğunu gözler önüne serdi.
  Türkiye, dünyada küresel ısınmaya neden olan ülkeler sıralamasında ilk 20’de yer alıyor. Küresel ısınmaya neden olan sera gazı salımının ilerlemesini engellemek için bizlerin de bireysel olarak duyarlı olması gerekiyor. Peki, vatandaş olarak günlük hayatımızda neler yapmalıyız? Kısaca bir göz gezdirelim :

Otomobil kullanımı
30 saniyeden fazla rölantide çalıştırmayın.
Kurşunsuz benzin kullanın.
95 km./saat hızın üzerinde sürdüğünüz her 8 km/saat için yüzde 10 çok fazla benzin tüketirsiniz.

Tepsi fırına uysun
Yiyecekleri düz tabanlı tencerelerde ve tepsilerde pişiriniz. Tepsiler fırına uygun olmalı.
Yemek pişerken fırın kapağını, gerekmediği sürece açmayınız. Her kapak açılışında sıcaklık 25 derece ile 30 derece birden düşer.

Boşuna ısıtmayın
Tatil günleri evinizden ayrılıyorsanız ısıtıcınızın veya radyatörünüzün vanasını kapatınız.
Isıtıcınızın veya radyatörlerinizin önüne kesinlikle eşya koymayınız.
Pencerelerinizden güneş çekildiği zaman ısının kaçmasını önlemek için perdeleri kapatınız.

Flüoresanla aydınlatın
Kompakt floresan lambalar normal lambalardan 5 kat az enerji tüketirler.
Enerji koruyucu lambalar satın alarak aydınlatma maliyetini yüzde 75 azaltabilirsiniz.

Yarı dolu çalıştırmayın
Bulaşık makinesi satın alırken verimli ömür maliyetini mutlaka hesaplayınız.
Yarı dolu veya aşırı dolu çalıştırmayın.

Az su harcayan makine alın
Makineyi kurduğunuz yerin çevresinde en az 5 cm. boşluk kalmasına dikkat ediniz.
Daha az su harcayan makine satın alınız.

Sobadan uzak tutun
Evde tüketilen enerjinin yüzde 15’i buzdolabında tüketilir. Buzdolabınızı, soba, radyatör, bulaşık makinesi ve ocak gibi ısıtıcı kaynaklardan uzağa yerleştiriniz.
Buzdolabının sıcaklığını +5 derecede, derin dondurucunun sıcaklığının ise -18 derecede tutunuz. Yemekleri dolaba koymadan önce oda sıcaklığına kadar soğumasını bekleyiniz.

Musluk damlatmasın
Normal muslukta dakikada 8-27 litre su tüketilirken düşük akımlı aeratörlü musluk kullanarak tüketim yarı yarıya düşürülebilir. Bu musluklara takılan aparatlar pahalı değil.
Dakikada 50-100 damla su akıtan bir musluktan ayda 750-1500 litre suyun ziyan edildiğini unutmayınız.

Kirli ve tozlu bırakmayın
Odadan ayrılınca lambayı kapatın ve daha iyi çalışması için kuru bezle temizleyiniz. Kirli ve tozlu lambalar yüzde 25 daha çok enerji tüketir.

Benzininizi akşam alın
Yaz aylarında özellikle akşam-gece-sabah saatlerinde benzin satın alınız. Soğuk saatlerde benzin satın alarak hem benzin buharlarının atmosfere kaçmasını önlersiniz hem de daha yoğun benzin satın alırsınız.

5 dakika ile tasarruf edin
Duş yapmak için ortalama 5-6 dakika yeterlidir. Böylece duş başına 55 litre su tasarruf edebilirsiniz.

Musluğunuz açık kalmasın
Dış fırçalama ortalama 3 dakika süre alır. Eğer musluk açık bırakılırsa her fırçalama esnasında ortalama 15 litre suyu ziyan etmiş olursunuz.

Soğuk suyla çalkalamayın
Kısa süreli yıkama ve durulama özellikli bulaşık makinesi satın alınız. Bulaşıkları makineye koymadan önce çalkalamaya gerek yoktur.

 

© Astroset 2004-2010