Küresel Isınma

WWW.ASTROSET.COM

 

DOĞANIN ÖFKESİ

  Doğanın öfkesi olarak nitelenen afetler konusunda yıllardır uyaran uzmanlar çok daha tehlikeli kasırgaların sırada olabileceğini hatırlatıyorlar. Ama nedense bu uyarılarla hiç kimse ilgilenmiyor, kulak arkası ediyor, duymazlıktan geliyor. BM’in  doğal afetlerle ilgili olarak hazırladığı son derece ciddi sonuçlar içerecek olan raporlar, ülkelerin ekonomik kaygıları ve menfaat ilişkileri nedeniyle hiç dikkate alınmıyor ve yüz binlerce, milyonlarca insanın yaşamı tehlikeye atılıyor. O bölgeyi boşaltmakla iş bitmiyor ki, ülkelerin üst düzey birimleri ve yetkilileri zaten iklim değişiklikleri nedeniyle olacaklardan haberdar.
  Yöneticiler ve üst düzey yetkililer bu derin uykudan nasıl ve ne zaman uyanacaklar acaba diye sormamak mümkün değil. Afetler dünyanın pek çok bölgesini silip süpürdükten sonra mı, yoksa bu ilgisizlikte de komplo teorilerine uygun bizim bilmediğimiz ince hesaplar mı var. Ülkemiz de astrolojik açıdan bu doğal afetlerden payını alacak gibi. Her şey ortada, her şey biliniyor kimse bir şey yapmıyor. Bu ilgisizlik yozlaşma ve dejenerasyon değildir de nedir?

Yozlaşma ve Dejenerasyonun artışı ve doğal afetler

  Bütün kurumlarıyla yozlaşma alanları oluşturan beşeri uygarlık büyük bir değişimin eşiğinde bulunuyor. Bütün yozlaşmış kurumlarıyla birlikte dünya, şimdiye kadar geçip geldiği çeşitli zaman ve mekanlarda hiç görmediği, hiç işitmediği ve hiç konuşmadığı gerçeklerle karşılaşma fırsatını yaşıyor. Farkına giderek daha fazla vardığımız, ‘yozlaşma ve yozlaştırma’ işleminin ne kadar hızlı ve sevimli bir şekilde yayılmakta olduğunu görüyoruz. İnsanı değerler her gün un ufak olup kum taneleri gibi yayılıyor. Şaşkınlığın umursamazlığın bu derece şaha kalktığı pek görülmedi. Ne yol belli, ne hedef…
 
İnsanlığın içinde bulunduğu durum ruhsal açıdan acıklı bir durum ve teknoloji bizi istese de kurtaracak durumda değil

  Doğal afetler, seller, kasırgalar, depremler gibi tüm toplumsal, fiziksel ve jeolojik düzlemdeki olayların ana hedefi, insanlığın kendi şuur ve vicdanlarında meydana gelen yozlaşma alanlarının içinden sıyrılabilme çabasını hızlandırmaktır. İnsanlık olarak sahip olduğumuz tüm inançların, tüm yargıların her birinin tinimizle olan bağlantısını gevşeterek, azami derecede açık alanlar yaratmak, rahat ve açık fikirli olmak yeniye hazırlanmanın en emin yoludur. Katılaşmış anlayış ve inançları yumuşatarak esneklik, yeniyle ilgili her konuda ihtiyacımız.

  Bizler maddeye olan yaklaşımı duygularımızla yapıyoruz. Duygular kontrol edilmezlerse doğal olarak insanı maddeye bağımlı kılıyor. Hem maddeyle uğraşmak, hem de duyguları kontrol etmek ancak tek hedefe bağlanmakla olur. Bu tek hedef varlığın “Kendini fark etmesi”, kendini tanımasıdır. Kendini fark etmek; duygulara olan bağımlılıktan kurtulup, onları bir maşa gibi kullanabilmenin başlangıcını oluşturur ki, bu çağın insanına yakışacak olan da budur.

 
 

© Astroset 2004-2010