Metafizik / New Age

WWW.ASTROSET.COM

 

YENİ İNSAN

  Yeni insan ortaya çıkmak için sabırsızlanıyor… Tüm dünya global-evrensel bir insanlık anlayışının yaşanır hâle gelmesi için benzeri görülmemiş bir “yenileme hareketi”ni gizli gizli çağırıyor… Duyuyor ya da hissediyorsunuz değil mi?
  Her birimiz tek bir bütünün parçalarıyız. Düşünme sürelerimiz fiziksel dünya ile şimdiye dek sanıldığından çok daha yakından ilişkili. Bizler birer algılayıcıyız. Bizler birer farkındalığız. Bizim hiçbir somut üç boyutlu nesnelliğimiz yok. Biz aslında sınırsız varlıklarız. Ama
‘Sınırsız’ olduğumuzu bir türlü kabul etmek istemediğimiz için kendi bütünselliğimizi, yaşamımız boyunca kısır bir döngüde tutsak etmiş bulunuyoruz…

  Tüm şuurların bütünleşmesiyle, entegrasyonuyla yaratılmış olan gerçekliğin var olduğunu biliyoruz. Gerçekliğin üstünde ve ötesinde hiçbir şey yoksa, tüm sistemler hiyerarşik bir ahenk içinde kendi kendini devamlı kontrol ediyorsa, holografik bir evren bizim hem içimizde hem dışımızdadır. Ve tüm varoluş her an sınırsız yöntemlerle ve yasalarla uyum kurarak yeniden ve yeniden biçimlendirilir. Belki de bizler, bir yerden “yok olup”, başka bir yerde “görünebilen” holografik yansımalarız. Ölüm-doğum çemberini bu görüş açısı içinde değerlendirmek 21. yüzyıl insanına bir tür gezgin ruhu aşılayacaktır. Evrenin gizli sahipleri olan bizler gezegenler arası ”kozmik enerji dönüştürme“ operasyonuna sürekli olarak katılan gezginler değil miyiz?

  Şuurun, yaşamın ve aslında her şeyin evrenin içinde, bir arada topluca bulunduğu fikri, bir hologramın her bir parçasının bütünün imgesini taşımakta olması gibi, evrenin her bir parçasının da tümünü içerdiğini anlatır. İlke olarak tüm geçmiş ve tüm geleceğin imaları uzay ve zamanın en ufak bölümüne varıncaya dek her yere yayılmış durumdadır. Bedenimizin her bir hücresi, tüm kozmosu barındırır.Her yaprak,her yağmur damlası ve her bir toz tanesi de öyle. William Blake de ünlü şiirinde şöyle diyor;

‘Dünya’yı görmek için bir Kum Tanesinde ve Cenneti bir Yaban Çiçeğinde,
Yakala sonsuzluğu avucunun içinde ve bir saatin içinde Ebediyeti.’   

  Eğer evrenimiz daha derinlerdeki bir düzenin yalnızca soluk bir gölgesiyse, kendi gerçekliğimizin karışık ve henüz tam çözülmeyen dokusu daha başka hangi gerçekleri saklamaktadır? Yeni insan yeni yüzyılda “Evrensel İnsanlık Anlayışına”, “Evrensel İnsanlık Şuuruna” ulaşabilmek için tüm bu kozmik ve gezegensel gerçekleri bir arada öğrenecektir. Kozmik, galaktik ve gezegensel bilgilerin bir ahenk içinde bütünleşeceği ve kozmostaki yerimizin asıl lâyık olduğu yeri alacağı bir yüzyılın ilk yıllarındayız.

  Ünlü bilim adamı David Bohm’un bu konudaki görüşleri ise hayli derin ve açıklayıcı: " Uzayda boşluk yoktur. O doludur, bir vakum değil, maddeyle dolu bir alandır ve biz de dahil her şeyin var olduğu temeldir. Evren, bu kozmik enerji denizinden ayrı değildir, evren bu denizin yüzeyindeki bir dalgacıktır, düşünülemeyecek kadar engin bir okyanusun ortasında ona kıyasla ufak bir ‘uyarıcı desendir’. Bu uyarıcı motif, göreceli olarak özerktir ve tezahürün üç boyutlu belirgin düzenine yaklaşık olarak yinelenen, dengeli ve ayırt edilebilir yansımalar yapmaktadır. Başka bir deyişle, görünürdeki maddeselliğine ve dev boyutuna karşın evren, kendi içinde ve dışında var olmayıp, daha geniş ve daha tanımlanamaz bir şeyin üvey çocuğudur. Daha da ötesi, evren bu daha geniş şeyin başlıca ürünü değildir, o yalnızca gelip geçen bir gölge, daha büyük tabloda yer alan bir hıçkırıktır yalnızca...
   Bu sonsuz enerji denizi, saklı düzen içinde gizlenen tek şey değildir. Saklı düzen, evrenimizdeki her şeyi doğuran temel olduğuna, en azından var olan ya da var olacak olan her atom altı parçacığını da kapsadığına göre; maddenin, enerjinin, yaşamın her konfigürasyonunu; kuazarlardan Shakespeare’nin beynine, çift sarmaldan galaksilerin büyüklük ve biçimini kontrol eden güçlere kadar mümkün olan her şuurlu hareketi de kapsar. Ve hepsi  bu kadar da olmayabilir.”

  Bohm, saklı nesneler evreninin sonu olduğuna inanmak için hiçbir neden bulunmadığını da kabul ediyor: “Bu düzenin ötesinde akla sığmayacak başka düzenler, daha ileri aşamaların sonsuz basamaklarına uzanmakta olabilir.”
 
Yeni insanın ortaya çıkması için varlıksal yapımızın özü, ruh-beden ilişkisi ve Yeni Çağ insanının nasıl anlaması, nasıl uygulaması daha doğrusu bir yaşam sanatı içeren günlük yaşamı nasıl olumlu yaşayacağı hakkında, sade, basit, doğal, sevinç getiren pratiklere ihtiyacımız var…

  Bundan sonraki bölümlerde bu sade ve doğal pratiklerle, yeni yaşam yolları açacağız birbirimize. İletişim çok önemli. Sizlerde uygulamalarınızın sonuçlarını ve hissettiklerinizi paylaşırsanız, onları da yayınlar büyük bir ailenin bireyleri olarak deneyimlerimizi birbirimize aktarma fırsatı buluruz. Bizi hep yazan-anlatan konumundan çıkarırsanız seviniriz. Sinerjik ve interaktif daha neşeli, daha sizden yana bir alana geçmek, başkalarının da görüşlerini öğrenmek istiyorsanız, editor@astroset.com adresine maillerinizi yollayabilirsiniz.

 
 

© Astroset 2004-2010