Metafizik / New Age

WWW.ASTROSET.COM

 

RUH ve BEDEN

  Ruhsal yasalara göre kendimizin dışındaki diğer varlıklarla iletişim,ruhun öz bilgisini kullanılır  hâle getirir. Ruhun gerçek hazinesi, kendinde saklı bulunan bilgiyi yaşanır ve kullanılır hâle getirince ortaya çıkar. Hepimiz özümüzde var olan bu bilgiyi uygulayabilmek için buradayız ve ruhsal güce aracılık etmek için bedenleniyoruz. Bedenlenmedeki amacımız, ruhun özünde saklı bulunan bilgiyi kullanılır hâle getirmekten ibaret. Hepimizde Bütünsel olana ait kudret saklı olarak vardır. Ve beden aracılığıyla yaptığımız deneylerle evrene katkıda bulunuruz. Her varlık bu kudret hakkında kendi anlayışına göre bilgi sahibi olur.

  RUH NEDİR? RUHUN TANIMI YAPILABİLİR Mİ?
  Ruhun tam bir tanımını yapmak mümkün değil. Ruh sonsuzdur. Tüm kelimeler sonlu oldukları için en iyi şekilde bir araya getirilseler bile yaradılıştan var olan kudreti tanımlamak için yine de yetersiz kalırlar. Ruh sayısız görünümlerdeki yaşamın, o olmaksızın fonksiyon göremeyeceği sın
ırsız evrenin sebebi olan kudrettir. Tüm yaşamların özünü oluşturan Tanrı gücüdür.
  Ruh, irade ve gücü nedeniyle uyum sağlayabildiği ortamlarda bedenlenen, yaşam adını verdiğimiz olguyla bilgi ve deneyimlerini arttıran bir cevherdir. (Töz) Yeryüzü fiziksel bir ortam olduğu için, ruh adı verilen tanrısal enerjinin milyarlarca varlığa iletilebilmesi ancak beden aracılığıyla gerçekleşir.

  BEDENLENMEDEKİ AMAÇ
  Ruh ve beden ilişkisinin asıl amacı fizik ötesine taşar ve bireyi ruhun bilgisine uyandırmayı amaçlar. Yani maddî ortamlarda yaşayan varlık, madde dünyası içindeyken de ruhsal dünyayı tanımalı ve onun gereklerini; sevgiyle, isteyerek, sevinçle bir denge içinde yerine getirmeli…
  Bedenlenmenin
amacı kişinin kendi kendisini şuurlandırmak isteği.Yani neyi,neden, niçin, nasıl, nerede ve ne zaman yapacağını bilebilmenin, uygulayabilmenin yollarını öğrenmektir yaşamak. Her olayıyla da bizi bilgilendirdiği için yaşamı, insanı, varoluşu sevmek öyle önemli ki!...

  İLÂHÎ TOHUM
  Varlık ruhsal yapısının şuuruna vardıktan sonra doğal mirasının bir parçası olarak içinde saklı olan ilâhî tohum açılmaya başlar. Ve o andan itibaren kişi tüm evreni kaplayan sonsuz yaratıcı gücün ortaya çıkmasındaki rolünü şuurlu olarak yerine getirir. Kendini bizim aracılığımızla ifade eden kudret, tüm evreni meydana getirmiş olan kudretin bir bölümüdür. Bu kudret tüm gezegen ve yıldızları donatan kudrettir. Okyanuslara gelgit enerjisini o verir. Milyonlarca çiçeğe renk ve kokusunu veren, yıldızlara güneşlere enerji sağlayan kudrettir.
  Bu k
udret doğumsuz ve ölümsüzdür. Daima vardır ve her şey onun bir parçasıdır. Evrensel kudret, var olan ya da var olmayan şeyler kategorisine sokulacak bir kavram değildir. Ölçülemez. Bir isimle, şekille veya entelektüel varsayımla sınırlı hâle getirilemez. Evrensel kudreti şeklî hâle getirmeye çabalamak boşunadır.
  Bizler ruhu tam olarak bilemeyiz ve tanımlayamayız. Çünkü insan aklı sonsuzluk ifade eden ruhun niteliklerini kavrayamaz.Bu yüzden de kutsal kitaplar siz ruhu tanımlayamaz ve onun hakkında çok fazla bilgi edinemezsiniz demişlerdir. Biz onu ancak bazı modellerle anlamaya çalışabilir, görünümlerini algılayabiliriz. Aynen elektrik örneğinde olduğu gibi.
  Elektriğin aslını tam olarak bildiğimizi kim söyleyebilir ki? Ama ısı, ışık şeklindeki görünümlerini biliyoruz.Ruhun da ne olduğunu tam olarak bilmemiz mümkün değil, ama görünüleni gözlem ve deney yoluyla saptanabiliyor. Deneysel ruh bilimindeki gözlemlerin artmasıyla birlikte 20. yy.ın başından beri ruh bilimi felsefe ve dinlerin zorunlu konusu olmaktan çıkmıştır.Metapsişik deney ve araştırmalar, spiritüel çalışmalar, özellikle yurtdışı üniversite ve laboratuarlarda, enstitülerde bilimsel metotlarla da araştırılarak bu konudaki bilgi ve tanımları sağlayan bilim dalları olarak, ruhun bilimine ilişkin anlayış ve kavramları geliştirmektedirler.

 
 

© Astroset 2004-2010