Metafizik / New Age

WWW.ASTROSET.COM

Bilinçli (Şuurlu) İnsan Ne Demektir?

Selman GERÇEKSEVER

   Şuur; o an için içinde bulunmakta olduğumuz gerçeklik noktasıdır. Bizim gerçeklik noktamız. Bir şuur noktasına gerçekten varmak demek, onu her durum ve şart altında koruyabilmek demektir. Örneğin, yaşamak için yemek yememiz ve nefes almamız gerektiğinin yeterince şuurunda olduğumuz için bu eylemlere son vermemekte ve devamlı gerçekleştirmekteyiz.

  Eğer ki, bir noktayı zihnimizde yeterince açık ve aydınlık tutamıyorsak, zaman içinde kaybolmalar, karışıklıklar yaşıyorsak; bu, o noktayı henüz yeterince idrak edip anlayamamış olduğumuzu göstermektedir. Gereklilikleri ve icapları henüz yeterince kavrayamamış, anlayamamış, görememişiz demektir.

  Bireyin yüksek benliğine (asıl kendisine) ulaşması ve dünya yaşamını şuurlu yaşayabilmesi onun İlahi İrade Yasaları karşısındaki durumuna bağlıdır. Şuurlanma, her şeyde olduğu gibi Yasalar’a da nüfuz etme yeteneğimizi artırır. Ayrıca; şuurlanma, başta Sebep-Sonuç Yasası olmak üzere öteki yasaların işleyişini de anlama ve kavrama kapasitesinin bir göstergesidir. Yasalara nüfuz etmek, şuurlanmak demektir. Yani varlığın evrenler içerisinde doğal olarak tabi olmuş olduğu yasaları fark etmesi, uyması, onları öğrenmesi ve giderek onları kullanır ve onlarla şuurlu olarak tezahürata katılır hale gelmesi anlamına gelir.

  Varlığın sonsuz olan gelişim ve değişim süreci içinde evrenler boyunca İlahi İrade Yasaları’na bağlı olduğunun önce farkına varması, uyum sağlaması ve giderek onların işleyişini ve tezahürünü öğrenerek onları kullanabilir hale gelmesi idraklenmeyle yani belli bir anlayış ve kabullenme ile kazanılan şuurluluğun artmasından başka bir şey değildir.

  İnsanın Yasalar’a karşı gösterdiği tepkinin ve Yasalar hakkındaki anlayışının, aynı zamanda onun içinde bulunduğu realitesi ve idraklenme düzeyi hakkında da bir ölçüt olduğu ortadadır. Çünkü Yasa’nın esasına nüfuz etme yeteneği ile şuurlanma ve içinde bulunduğumuz realite arasında sıkı bir ilişki vardır. Dolayısıyla bireyin Yasalar’a ve Yasalar’ın tezahür ortamı olan olaylara nüfuz etmek bakımından şuurlanmasının gelişim açısından yaşamsal önemi ortadadır. Şuurlanma süreci içinde yasaları kavramak aynı zamanda yaşamdaki ve evrendeki uyumu anlamak demektir. Böyle bir anlayış ve kavrayış bir bakıma varlığın, bulunduğu mekan içerisindeki hiyerarşik yerini de belirler.

  Genel bilgilerimize göre, varlık varlığın gelişiminden sorumludur. Ancak, hiçbir varlık başka bir varlığın idrakini yani anlayışını ve şuurunu (bilincini) geliştiremez. Bu ancak, yaşanılan eprövler (yaşam sınavları) içinde sarfedilen şuurlanma cehti yani kişisel çaba aracılığı ile olur. Şuurlanma yönünde aşama kaydetmek, büyük ölçüde; karşılaşılan yaşam sınavının haletinin derinden yaşanmasıyla olasıdır.

  Şuurlanma süreci zaman ve mekan koşullarıyla sınırlıdır. Fakat insandan beklenen; samimi bir gelişim çabası(cehit) içinde, içinde bulunduğu realitede yükselebileceği en üstün idrak ve şuur düzeyine ulaşmaktır. Buradan da anlaşılıyor ki, içinde bulunduğumuz realitede yükselmemiz; O realitenin sağlayacağı bilgiye layık hale gelmemiz büyük ölçüde şuurlanmaya bağlıdır. İşte, İlahi İrade Yasaları’na nüfuz edebilmek de şuurlanma süreci içinde realitelerde yükselmeye yani sürekli olarak kendimizi geliştirme ve aşma çabası içinde olmaya, her başlayan güne yeni bir gün gözü ile bakıp, değişebilmek için o günün, o anın getirdiklerine açık olmaya bağlıdır.

Yayın Tarihi: 26.02.2012

 

© Astroset 2003-2012