Metafizik / New Age

WWW.ASTROSET.COM

 

RUHSAL AÇILIM NEDİR?

  Son zamanlarda kanallaşma sözü, kanallaşma kavramı bu çağın bir gereği olarak, çok sık kullanılan bir söz ve kavram haline geldi. Kanallaşma eğilimi olan psişik süjelerde artış var, ruhsallığı kendi başına deneyimlemek ve psişik yeteneklerini harekete geçirmek isteyenlerin sayısı hızla artıyor. Bu harika bir haber ve harika bir uygulama ama hassas olunması gereken yönleri de var. Herşeyden önce kanallaşmanın özellikle sizin kişisel gelişiminizle ilgisi olduğunu bir sonraki aşamasında da bir birleşik alanın harekete geçirilmesine hizmet ettiğini unutmayın. Amaç sizi evren hakkında bilinçlendirmek ve kuru bir yaprak gibi oradan oraya sürüklenmekten, sürekli yaşamdan şikayet eder halden çıkarıp, ’ben kimim nereden geldim nereye gidiyorum’ sorularına gerçek yanıtlar bulabilir hale getirmek, huzura kavuşturmak, olumlu insan olmanın çeşitli yollarını birebir deneyimleyerek, sevecen, anlayışlı, neşeli bir insan haline dönüşmektir.

  Ruhsal açılım yani kanallaşma, içimizdeki ilahiliğin sesini dinlemektir. Yani daha doğrusu ilahiliğin bize yansıyan bölümündeki sesini dinlemektir. Hiçbir kanal ilahiliğin tüm sesini dinleyemez çünkü beş duyulu bir beden böyle bir enerjiyi taşıyamaz. Gerçek bir kanalın elde ettiği bilgiler, dünyaya bakış açısını değiştirmek isteyenlerin yoldaşı, başkılavuzu, ilk danışma noktasıdır. Dünyanın belkemiği, esas kuvvet noktasıdır. İlham, sezgi, akışla gelen bilgiler ilk önce aktarıcısını değiştirmeyi hedefler. Gelen ruhsal bilgilerle değişebilmek, bir simya yaratabilmek için dünyasal problemlere aşırı önem vermemek gerekir. Bir kanalın başını kaldırıp baktığında gizli küçük, kendine ait bir penceresi vardır. O pencereden evreni seyreder ve oradan seyredip aldıklarını hem kendine hem gezegenine yansıtmayı öğrenir, bilgiyi yaşanır ve uygulanır kılar ki, başkalarına da örnek olsun, onlara da kendi içlerinin sesini dinleme isteği ve hevesinin gelmesine ön ayak olsun …

  Bir kanal olarak ruhsal açılım yaşamanızın yani beş duyunun dışına taşan yeteneklerinizle bazı şeyleri hissediyor, algılıyor, görüyor, işitiyor olmanızın sizin ruhsal gelişme(tekamül) noktanızla direkt bir alakası yoktur daha ziyadesiyle hayat programınızla alakası vardır. Genellikle de doğum haritanızda bu psişik açılım görülür. Yani bir ruhsal açılım yaşayan insan tekamül açısından son derece gelişmiş, yüksek seviyeli bir ruhtur da bu açılımı o yüzden yaşıyordur anlamını çıkarmamak gerekir. Bazen tam tersi de olabilir. Kanallaşma sırasında süje, evrensel yasaların işleyişi ve evrensel nizam hakkında derin ve kapsamlı bilgiler edinme şansına sahiptir ve bu bilgiyi alan direkt olarak kendisi olduğu için ruhuna kayıt olma şansı yüksektir, elbette uygulamalarını da yaparsa… Uygulama yapılmazsa sadece bir aracı olur, o bilgiden başkaları faydalanır ama kendisi faydalanamayabilir ki bu da istenmeyen ve üzücü bir olasılıktır… Doğal olarak belli bir oranda pozitif olmak ve dürüst ve sağlam bir karakter doğruluk, ruhsal asalet ve iyi kalplilik yani evrenin iyilik gücüne konsantre olmak, hoşgörü, sevecenlik, anlayışlı bir yapı çok verimli tohumların ekilmesine ve o kişinin hızlı bir gelişime tabi olmasına neden olur. Aksi olmaz mı olur ama orada sık sık kesintiler, araya giren sarsıcı olaylar, bir türlü açılmayan yollar olacaktır… Bunlar da tamamen kişilerin kendi tercihleridir, ruhsal alem ve rehberlikte bir bağlantısı yoktur…

Kendini Tanımanın Önemi

  Psişik süjelerin kendilerini tanımaları gerekir, kendinizi ne kadar iyi tanırsanız evrensel bilgelik yolunda o kadar rahat ve hızlı ilerlersiniz… Kendini tanımamak eksiğini fazlasını bilememek insanları boş hayaller ve boş beklentiler içinde bırakır. Kendisi ve psişik yeteneği hakkında gereksiz abartılı istekler üretmesine neden olur ki sonu ne yazık ki hep hüsrandır, unutulmaması gereken tek hakikat: Hepimizin olumlu, iyi niyetli, erdemli, kendimizin olduğu kadar başkalarının da iyiliğini isteyen, öfke yerine sevgi üreten kişiler olabilmemiz hakikatidir. Ve her insan içindeki erdeme,’ HAKİKATE’ farklı yollardan gider ki, bu da onun en doğal hakkıdır… Bazı varlıklar negatif yolu seçerek öğrenirler, yıpratıcı ve zor bir yol olsa da bu da bir yoldur ve herkesin seçtiği yola saygı duyulur…

Silver Birch HAKİKAT ve Kanallaşma  için şunları söylüyor:

  Medyomluğun (kanal kişi olmanın)bütün amacı ve fonksiyonu kişiyi kendisi hakkındaki şuura kavuşturmaktır. Bu sayede tekâmül edecek ve ruhsal bir varlık olduğunu, bu dünyanın geçici olduğunu ama ruhun sonsuz olduğunu idrak edecektir...

Işık Ağı

  Ruhsal açılım yani kanallaşma prosesini yaşayan süjeler bu yönleriyle öncelikle kendi tekamüllerine hizmet ederken aynı zamanda tıpkı gezegenimizi sarmakta olan bir ışık ağı gibi, diğer kardeşlerinin de gelişimine sessiz ve sözsüz olarak yardım ederler, destek olurlar. Bu ışık ağı birbirine bağlı minicik, mum ışıklarına benzer, bu güzel mavi gezegeni çepeçevre sarıp sarmalayan, mum ışıklarından oluşmuş bir ağ düşünün, ışıklar ne kadar kuvvetli ve canlı yanarsa, başka mumların da ışığını o kadar kuvvetli tutuşturur. O minicik mum olanca gücüyle karanlığın etkisine, rüzgarların uçuşturmasına, kendi sınavlarına dayanıp yanmayı sürdürdükçe diğerlerine de aydınlanma sağlar, her zaman ışığı ve aydınlanmayı seçmek birinci seçim hakkıdır ve herkese eşit olarak tanınmıştır… Üzüntüler, kaygılar, günlük yaşam sorunları, depresyonlar, karşılanmadığını zannettiğimiz arzular mumun ışığını kısar, hatta söndürür, tekrar yakmak için her seferinde yeniden uğraşmak gerekir… Bu minik mumun hem kendisi hem de diğer yanan mumlar için yorucu ve zorlayıcı bir uğraştır ama kaçınılmazdır da… Bu minicik ışıkların, ışığının sönmemesi için her birinin yüksek düşünceler içinde olması, vesvese, endişe, güvensizlik, kibir duygularından uzak kalmaları gerekir. İyi bir kanal olmak için ‘Yüksek Düşünceler’ içinde olmanın önemini çok iyi kavramak ve önemsemek gerekir. Yüksek bilgi onu verenlerin, Semavi Yönetimin tasarrufu kontrolü altındadır. Bu alan dışına taşmamaya gayret eden bir mumun ışığı hiç sönmez, tam kararır gibi olurken yeniden alevlenmesi için mutlaka destek ve yardım alır.

  Kanallaşma uygulaması yapmak isteyen süjelerin sakin bir ruh yapısına ihtiyaçları vardır, aşırı heyecanlar, kontrolsüz öfkeler, aşırı dünyasal istekler onları çok yorar, ayrıca korkularından da arınmış olmaları gerekir. Korku karanlığa ait bir duygudur ve karanlığı çağırır. Korkusuzlukta sevgi, güven, huzur, teslimiyet, anlayış ve en önemlisi sevgi vardır… Korku ile yüzleşmesini yaşayamamış kişilerin kanal olması tavsiye edilmez çünkü bu korku hissi, geri tesirli duyguları ve varlıkları onlara da çeker, bu sefer de korkularını yaşar hale gelirler… Korku ile ilgili sorunlar aşıldıktan sonra kendi psişik yeteneklerini harekete geçirme eylemi daha sağlıklıdır…

Birleşik Enerji Alanı

  Evrensel bilgi yolunda, enerjilerin birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışması ‘Birleşik Enerji Alanı’nı oluşturur. Tüm enerjilerin frekanslari bu alanda birbiri içerisine geçer. Herşey birleşik enerji alanında bütünlenir. Bu alanı tanımak ve bu bağlılığı kullanmak yüksek frekanslarda titreşmeyi gerektirir. Tüm niyetler bu alanda oluşur ve oluşa doğru yol alır. Bu yolculukta bağlandığı diğer enerjilerle rezonansa girer ve sürati artar veya sakin normal frekans hızında seyreder.

  Birleşik enerji alanı değişik frekanslarda pekçok enerjiyi barındırır. Fakat anahtar sözcük uyumdur. Tüm bu farklı frekanslar birbirleriyle uyumla çalışır. Yükselen frekanslar ve oluşturulan olumlu-faydalı niyetlerle oluşa katkı üretilir. Birleşik Enerji Alanındakilerin ortak enerji döngüleri, frekansların daha da yükselmesine neden olur ve her an biraz daha o alana dahil olunulur. Birleşik Enerji Alanı sonsuz olasılıklar alanıdır. Niyetinize göre bir dizi oluşu tetikleyebilirsiniz. Işık İşçileri ağı böyle canlı ve pırıltılı bir ağdır. Birleşik Enerji Alanını kullanma pratikleri yapılır. Kendi yaşamınızı da bu niyetlere uygun olarak her zaman yeniden yapılamanız olasıdır. O nedenle bir niyet oluştururken iyi düşünmek, kendimizi ölçüp,biçip,tartmak da gerekir. Ben bu yükü taşıyabilir miyim? Gerçekten istediğim bir ışık enerji ağına katılmak mı yoksa kendimi ispatlamak mı? Yaşamsal arzularımı yeterince tatmin ettim mi? Onlar beni çağırdıklarında yine bu noktada durabilecek kadar güçlendim mi? Ya da onları bu kadar yok kabul etmem ne kadar doğru? Yaşamsal ihtiyaçlarımı gidermek için ne gibi aktivitelerde bulunuyorum? Yoksa oturduğum yerde hiçbir işim rast gitmiyor diye durmadan şikayet edip, çevre kirliliği mi oluşturuyorum? gibi her psişik süjenin kendine sorması gereken temel sorular vardır. Kişi niyetleriyle kendi frekans yolundaki frekans ağını, Birleşik Enerji Alanına uyumlandırmaya çalışır, bazıları uyar bazıları da uymaz ama uyanlarla yeni kapıların açılması son derece doğaldır.

  Evrensel Bilgelik Yolunda, bizim yaratımlarımız da önemlidir. Bunun bilincinde olarak güzel ve uyumlu oluşlar için niyetlerimizi oluşturmamızda yarar vardır. Elimizde tıpkı çocuk masallarındaki gibi sihirli bir değnek olduğunu düşünelim ve sihirli değnekle neler yaratmak isteyeceğimizin bize kaldığını hayal edelim… Daha renkli, şatafatlı, zengin bir dünya yaşamı da isteyebiliriz, evrensel yasalara karınca kararınca değebilmiş onları yaşayabilmiş biri olmayı da… Evrenin iyilik gücüne konsantre olma bu noktada yine karşımıza çıkar, iyi düşünerek Bütün’ün ve bizim kendimizin hayrına olacak yaratımların niyetlerini oluşturmayı da dileyebiliriz…

  Enerjetik düzeyde güzel günler yaşanmaya başlandı henüz fiziğe tam manasıyla inmemiş olsa da biz de kendi payımıza düşen olumlu dilek, niyet ve yaratımlarla psişik gücümüzü ‘Büyük Hayır’ için kullanabilir, yaratımlarımızla bu güzelliği ve iyiliği çoğaltmayı seçebiliriz. Kendinizi, yaşamı, dünyayı ve evreni sevin, içindeki tüm varlıklarla onu kabul edin ve onlarla uyumlu bir yaşam dileyin, bunu yaratmayı seçin… Tüm kalbinizle bu olumlu yaratıma katıldığınızda minik minik mucizlerin kapınızı çaldığına tanık olacaksınız…

Ruhsal Açılım (Kanal Çalışması) Yapmak İsteyenler İçin Bir AKIŞ

  “Zaman kanallaşma zamanıdır. Her bireyin, gelişmekte olan her zihnin, kendi cevaplarına ulaşabilmesi için kanallaşma gerekmektedir. Her bireyin gerçeklik noktası başkadır. Doğrudur yanlıştır diye değerlendirilemez. Eksiktir ya da bütünsel bilgiye yakındır değildir gibi değerlendirmeler olabilir. Bütünsel bilgiye yakınlaştıkça, bilinçaltı ya da yatay tesirler veyahut da bireyin egosal istekleri, ya da diğer obsesif vakalar gibi durumların görülme ozanı azalır.
  Elbette ki tüm bu aşamalardan geçilir. Doğru ya da yanlış değildir. Az bilgili ya da çok bilgili diye ayrılabilir. Kişinin kendisi bu ayrımlara varamaz. Bu mümkün değildir. Onun gerçeklik noktasında o bilgi doğrudur çünkü. Onu görmüştür, onu almıştır, onu hissetmiştir. Alabildiği, görebildiği odur. O zaman onun bilgisi de odur. Etrafında aynı frekansta titreşenlere bir ışık saçar o bilgi. Ama daha yüksek noktada durana da bir şey ifade etmez.
  Herkesin kendi gerçeklik noktasına göre bilgi almasında, o bilginin ışığı altında bir takım idraklere varmasında, kendini aydınlatmasında bir sakınca yoktur. Zira en iyi yol, kendi bildiğin, kendi bulduğun, kendi istediğin yoldur. Niye, neden, ne için yürüdüğünü bildiğin yoldur. Yoksa sokma akıl şuradan şuraya geçemez.

  Bireyin varlıksal gelişim noktası çok önemlidir. Çünkü onun varlıksal gelişim noktası eşittir kanalının gelişim noktası. Varlık ne kadar gelişkin ise o ölçüde bakacak, görecek, duyacak, alacaktır bilgiyi. Varlığın vicdanı ne kadar gelişmiştir, egoyla ilişkisi hangi mertebededir, sorumluluk anlayışı, vazife anlayışı, bütünsel bakışı nasıldır tüm bunlar önemlidir. Liyakatı nedir?
  Bir varlık ancak zihninin kapasitesi ölçüsünde bir alana temas edebilir, bir alana yükselebilir. Yoksa o enerjiyi taşıyamaz. O kanalın faydası olmaz. O yüksek bilgi dönüşemez akamaz. Ağır gelir, yakar. Hazır olmadığı noktadaki bilgilerin oradan geçmesinin kimseye faydası yoktur. Bilgi sorumluluk ister. O bilgiyi indiren uygulamadığında gün gelir başına bela olur. Ağır gelir, taşıyamaz.
  O nedenle herkes kendi ölçüsünde bir yerlere gider, bir şeyler alır getirir. O bilginin kimine faydası vardır, kimine yoktur.
  Ancak daha uyanık olan bilecek ki, benim işime yaramayan bilgiye ihtiyacım yok. Bunu ayıracak. Kafa karışıklığından öteye geçmez, insanı bildiğinden şaşırtır. Bilgi bu, her yerden her çeşidi gelir. Önemli olan ihtiyacın olan bilgiye kavuşmaktır. Ancak o genişletir insanı. “

Yayın Tarihi: 18.Temmuz.2013

 

© Astroset 2003-2013