Metafizik / New Age

WWW.ASTROSET.COM

 

Perdenin kapanışına yaklaşırken

Hazırlayan: Selman GERÇEKSEVER

Gelişim devreseldir; devreden devreye, aşamadan aşamaya, realiteden realiteye ve hakikatten hakikate geçilerek tedricen ilerlenir. Genel gelişimin devresel oluşu spiral harekete benzetilerek de anlatılır. Spiralin her bir turu bir devreye, aşamaya, realiteye benzetile gelmiştir. Dünya beşeriyeti olarak şimdi bizler de 6-7 bin yıllık bir devrenin sonlarında ve bundan dolayı yeni bir devrenin arifesindeyiz. Bu konuyla ilgili kaynaklar bizim bu devrenin başlangıcını Sümerliler olarak gösterir. Örneğin, ilk peygamberlerden(enbiya) biri olan Hz. İbrahim Tevrat’a göre (Tekvîn, 11/28, 31; 15/7; Nehemya, 9/7) İbrâhim Keldânîler’in Ur şehrinde doğdu(*) ve o yörede peygamberlik yapmıştır.

İçinde bulunduğumuz devrenin bitiş yılını ve zamanını şimdilik tam olarak bilmemekle birlikte(çünkü bu, dünya Rabb Planının tekelinde olan "gaybî" bir bilgidir...), sadece İlahi Nizam ve Kainat, Sadıklar Planı Tebliğleri vb. inisiyatik öğretiler değil, Kuran da bu konuda bazı ipuçları verilmekte ve hatta bu konuda tahminlerde bulunmamıza / düşünmemize olanak hazırlanmıştır. Çünkü yaklaşık zamanı tahmin etmek ve bu konuda düşünüp araştırmalara girişmek insanın derlenip toparlanmasında etkili olabilir. Zaten "perdenin kapanışı" anlamına gelebilecek o en son zamanlar iş işten geçmiş olacak. Onun için, iş işten geçmeden o günlere doğru gidişi düşünüp, gelişim yolunda son bir gayretle erdemlere yönelik neler yapabileceğimiz akıl etmekte yarar vardır.

Esasen devre kapanışına hızla yaklaşmakta olduğumuzun işaretleri hiç de o kadar belirsiz değildir. "Kıyamet alâmetleri(işaretleri)" olarak kadîm zamanlardan beri, günümüze kadar gelen bilgilerde de verilmiştir. Bu konuyla ilgili bilim dallarının(klimatoloji, jeoloji, çevre vb.) söylediklerinden başka, içinde bulunduğumuz devrenin beşeriyetine yönelik en büyük tebligat olan Kuran da, düşünmemiz için bazı beyyineler bulunmaktadır:
Peygamberliğin sona ermiş olması; yani peygamberler aracılığıyla yapılan ilâhî/dinsel öğretinin sona ermiş olması. Yukarısı'nın(dünyanın bu devresiyle ilgili Rabb Planı'nın) beşeriyetin bu devresine yönelik bilgilendirici yardımının sona ermiş olması. Bu bir bakıma, Yukarı'nın devre boyunca, beşeriyetin gelişimine katkı sağlayan sürekli "kredi"sinin sona ermiş olmasıdır. Yani sanki, öğretim yılı boyunca sürmüş olan ders anlatımlarının bitmesi/kesilmesi ve sınav zamanının yaklaşmış olması gibi... Bunun için son peygamber Hz. Muhammed'e "âhir zaman peygamberi" denmiştir.

Âhir zaman; daha çok çeşitli dinlerde kıyamet öncesinde bazı işaretlerle kendisini belli edeceği belirtilen zaman dilimi, dünyanın son günleri anlamında bir sözcüktür. Yukarı’nın(beşeriyetin görüp gözeticilerinin) “kredi” vermekteki cömertliği, o kredilerin hesabının sorulmayacağı anlamını asla taşımaz. Bu nedenle, devre sonu; aynı zamanda bir hesaplaşma ve devreyi bitirme sınavlarının alınacağı zamandır.
Hesap zamanının yaklaştığının bildirilmiş olması da devre sonunun iyice yaklaşmış olduğunun işaretlerinden biridir. Bu durum dünya beşeriyetinin gelişiminden sorumlu en yetkili kaynaktan verilmiştir: “Yaklaştı insanlara hesapları ve onlar hâlâ gaflet içindeler. Rablerinden kendilerine ulaşan söze bürünmüş her yeni öğüt ve hatırlatmayı ancak eğleneler dinliyorlar. Kalpleri hep oyun ve oyalanmada...”(Enbiya 1-3)

Günümüz dünya beşeriyeti genel görünüm olarak tam bir devre sonu teşevvüşü içinde; bir yandan yerkürenin kendi doğal değişimi(sıklaşan tektonik olaylar, iklim değişikliği ve bağlı sıra dışı atmosferik olaylar), öte yandan salgın hastalıklar; dahası, buzulların erimesiyle ortaya çıkan yeni bakteri ve organizmalar; bitmedi, küresel emperyalizmin yayılmacı tutumuyla gelir dağılımındaki küresel adaletsizlik. Tüm bu yeni gelişmelerle gelen güvensizlik ve huzursuzluk. Dünya insanlığının bugün içinde bulunduğu sıkıntılı görünüm aslında hepimize çok şey söylüyor: İnsanoğlunun günlük yaşamında büyük bir huzursuzluk ve elem duyması, işlerinin hep ters gitmesi gibi oluşumlar, olumsuz bir durum içinde olmasından ileri gelmektedir. Devre sonu, kıyamet vb. konular açıldığında “yecüc ve mecüc”den de söz edilir. Yecüc Mecüc' ün yeryüzünü kaplaması söylemi zaten şu anda yaşanan bir gerçekliği ifade etmektedir. Yecüc ve mecüc çoktan ortaya çıkmış ve yeryüzünü sarmıştır bile... “Eciş bücüş kimselerin çıkıp da her tarafı saracağını bekleyenler daha çok bekler. Zira o bütün tezahürleriyle ortadadır. İnsanlar negatif duygusallığın, hissiliğin her çeşidini yaşamaktadır. Bu, nefsani azgınlık olarak tabir edilir. Nefsani azgınlığın Kutsal kitaplardaki sembolü, Yecüc ve Mecüc’tür.”(**)

Satırlarımızı Ergün Arıkdal’ın yıllar önce yaptığı bir saptamayla sonlandıralım: “Bugün tüm dünyada bir egoizma mücadelesi vardır. Bu mücadele, ‘her şey bizim olsun.’un organize hâlidir. Bu egoizmaya kılıf da giydirilmiştir.
Kılıfı kaldırın, ortaya sipsivri bir gerçek çıkar ki, o da nefsaniyetin kendisidir. Eğer bunları değiştirmek istiyorsanız; o insanlara egolarını terbiye etmenin yollarını göstermek ve bilgilendirmek gereklidir. Bilgi almak işlerine gelir mi, gelmez mi? Gelmeyebilir çünkü rahatını bozmak istemez. İnsanlar rahatı sever, benciller daha çok sever. Sürekli egoizma içinde kalmak atalet hâlidir. Varlık bu durumda hep alıcıdır, tüketicidir ki, bu da onlara göre iyi bir yaşam şeklidir. Tüm bunlara karşın ne yapılacaktır? Kıyamet kopacaktır. İşte ‘kıyamet’ dediğimiz bir uyanma meydana gelecek ve şaşırıp kalınacaktır(teşevvüş). Hep almaya alışmış olanlar, vermenin yollarını kıvrana kıvrana arayacaktır.” (YAŞAMIN AMACI KENDİNİ BİLMEK)

 

(*) https://islamansiklopedisi.org.tr/ibrahim--peygamber
(**) Ergün Arıkdal, (facebook, İlahi Nizam ve Kainat-Ruhsal ve Bilimsel Araştırmalar sayfası)

 Yayın Tarihi:19 Temmuz 2023

 

© Astroset 2003-2023