Metafor/Kuantum Evren

WWW.ASTROSET.COM

 

KUANTUM ETKİSİ HEM HER YERDE HEM HİÇBİR YERDEDİR

  Şuur -Madde ve Kuantum Fenomeni
  Şuura bu açıdan bakmak şuurla maddenin birbirlerinin içine geçmiş olduklarını ima eder; madde şuurludur ya da şuur ve madde aynı ortak kaynaktan mı doğarlar, yani kuantum fenomeni dünyasından mı doğarlar sorusunu sormaya neden olur.
  İki görüş de şuuru doğaüstü güçler dünyasına yeni bir bakış açısıyla iade etmektedir. Varoluş zaten tümüyle doğaüstüdür ama belki de varoluşa bakış açımızı yenilememiz, revize etmemiz, çağın şartlarına uydurmamız gerekmektedir. Artık tüm bilgiler holistik, birliğe ve bütünlüğe götüren bir nitelik taşıyor ve çok yaygın olan ikilikçi görüşe karşı çıkıyor. Klasik görüşe göre şuur ve madde (ruh ve beden) tamamıyla ayrı fenomenlerdir ve her biri kendi kendine oluşmuş ya da ayrı ayrı yaratılmıştır; bizim bu mükemmel olmayan dünyamızda birbirlerine kazara dokunurlar. Eğer şuurun bir kuantum işlemi ile olan bağlantıları tam olarak ispatlansaydı, uzun zamandan beri süregelen tüm ikilikçi iddialar alt edilmiş olacaktı.

  Şimdilik modern fizikçilerimizin ve bilim adamlarımızın yeni teorilerini (ki çok yeni evren modelleri var, biz bunları anlamaya çalışırken daha da yenileri yolda) ispatlamalarını ve bilgiyi halka indirmelerini izlerken; zihinle bedenin nasıl bir ilişkide oldukları sorunsalını yeni bakış açılarıyla inceleyebiliriz.
  Fiziksel dünya zihinsel dünyanın karşısında ayrı bir dünya olarak kuruldu ve zihinsellik hiçbir şekilde fiziksel olmayan bir şey olarak kabul edildi. Bu iki karşıt kategori dizisi, iki farklı varoluş alanı tanımlamaktan kaynaklanmıştır ve bu anlayış günümüzde de kendimizi algılayışımızı hala etkiler.
  Oysa zihinlerimiz aynı anda hem her yerde hem hiçbir yerde bulunan, herhangi bir fiziksel ölçümün tesir etmediği özel olgulardır. Beyin için kullandığımız 8 inç genişliğinde ve 3 libre ağırlığında ibaresini zihin için kullanamayız. Onu kol ya da bacağımızı gördüğümüz gibi göremeyiz. Zihnimiz umutlar ve korkularla doludur, arzu ve beklentiyle güdülenmiştir ve başarı peşinde koşar, bedenimiz ise tamamıyla fiziksel bir şey olup motorlu araçlardan ya da su musluklarından pek de farklı olmaksızın mekanik olarak davranır.

  Zihinlerimizde aynı anda hem her yerde hem hiçbir yerdedir
  Zihnimiz hafızayla örülmüştür. Zihnimiz holistik olup "şimdilik tam olarak çözümleyemediğimiz bir yerden"  tek parça olarak çıkmıştır. Oysa bedenimiz ayrı atomların fizik ve kimya yasalarına göre birleşmesinden oluşmuştur. Her bir atom yerine benzeri geçebilir durumdadır. Öyleyse herhangi bir şeyden, kitaplar, tuğlalar vs. yeterli miktarda ve oranlarda varsa bir insan bedeni yapılabilir. Thomas Nagel, “sadece bileşenler uygun bir şekilde ayarlanmalıdır” diyor. Oysa aynı şeyi şuur için söyleyemiyoruz. Çünkü henüz zihin/beden, ruh/madde ikilemine ne materyalizm ne de idealizm yeterli bir yanıt verememiştir ve her zaman için bu konunun havale edildiği üçüncü geleneksel yol spritüalizm, ezoterizm, sufizm gibi kaynaklar olmuştur. Eğer zihinsiz beden çok kabaysa ve bedensiz zihin çok uçucuysa, belki de bunların ayrılması gerçekten olanaksızdır. Belki de zihinsellik maddenin temel bir özelliğidir. Evrenin temelinde saklı duran 'töz' ya da spiritüel deyimiyle 'öz' her iki yönü de içeren ‘tek bir şey' neden olmasın?

  Spiritüalizm bu konuda araya girer ve der ki: Bilimin zihin olarak ele aldığı bu tözün asıl adı “şuur"dur yani yaradılışın özündeki teklik ve birlik ilkesinden ötürü tüm evreni kaplayan şuur hem ruhsallığı ve hem maddeyi kendi içinde barındır. Bu nedenle de tüm evren şuurludur.

 
 

© Astroset 2004-2010