Metafor/Kuantum Evren

WWW.ASTROSET.COM

 

GERÇEK BİZ ONA BAKTIĞIMIZ ZAMAN OLUŞUR

   Ne zaman bir kuantum sistemini gözlemlemeye kalksak, karşımıza çok garip aynı  zamanda da. can alıcı öneme sahip bir şeyin çıktığını, kuantum kuramı daha ilk ortaya çıktığı andan itibaren göstermiştir. Gözlemlenmemiş kuantum olayı gözlemlenmiş olandan tamamıyla farklıdır. Bu Schrödingerin kedisiyle ilgili olgunun ana noktasıdır. Önceden dalga ve parçacık halinde bulunan gözlemlenmemiş elektronlar, gözlem ya da ölçüm anında dalga veya parçacık haline gelirler. Önceden, dar iki yarıktan aynı anda geçmeyi gizemli bir şekilde başaran görünmeyen foton ışınlan, birdenbire ya birinden ya da ötekinden geçmeyi seçerler; karışmış kedilerin durumunu da buna bağlayabiliriz. Kısacası, sonsuz ve çok olasılıklı kuantum dalga fonksiyonu görüldüğü yada kaydedildiği anda tek ve sabit bir gerçeklik olarak çözünür. Schrödingerin kedisini, ona baktığımızda ölü bulmadık, kimsenin anlayamadığı garip bir şekilde, kedi biz ona baktığımız için öldü. Gözlem kediyi öldürdü.
   Gözlem ya da ölçüm olayıyla ilintili olarak kuantum dalga fonksiyonunun çöküşü bir kuantum gerçeğidir ve bu gerçek birçok başka soruna adaydır. Bu açıklamasız bir gerçek olduğu, aslında da açıklanmaması gerektiği için tüm ilginç soruları yanıtsız bırakır. Ayrıca bizi anlaşılır derecede yeterli bir kuantum görüşüne sürüklerken, azımsanmayacak bir kuantum kargaşasına da bulaştırır. Daha doğrusu, en azından şeylerden birinin kuantum sistemi üzerinde bu etkiyi yaptığını biliyoruz. Başka şeyler de olabilir, çünkü dalga çöküşüne yol açan şeyler henüz bilinmemektedir.

  ŞUURUN FİZİĞİ VARDIR
  Şuurun fiziği vardır ve bu fizik bize, kendimizle fiziksel gerçeklik arasındaki bağ hakkında çeşitli önerilerde bulunur. Az sayıda fizikçi, kediyi öldürenin fiziksel bir güç olmadığını kuantum kuramı açıkça gösterdiğinden, kedinin ölümünü açıklayacak fizik-dışı bir açıklamanın olması gerektiğini ileri sürerler. Sanki düzeneğin dışından bir güç, fizik kurallarına uymayarak sırf Schrödinger ve kedisini kurtarmak için ortama müdahale eder ve bizi de diğer olasılıkları dikkate almak zahmetinden kurtarır.
  Bu metafiziksel gerçeklik birimi, gözlemcinin ölçüm aygıtı olmadığı gibi, Schrödingerin denkleminde yer alan, tümüyle fiziksel olan,gözlemcinin gözü ya da beyni değildir. Bu yüzden, kediyi öldüren gözlemcinin kendisi olmalıdır, bu da gözlemcinin cismani olmayan, bedensiz şuurudur.
Kuantum fizikçileri John Archibald Wheeler ve Eugene Wigner tarafından ileri sürülen bir görüşe göre, elektronların garip dünyasıyla her gün yaşanan gerçeklik arasında olması gereken en önemli bağ insan şuurudur.
  Dalga fonksiyonunun, fizik-dışı doğası nedeniyle şuur tarafından çökertildiği sonucuna varanlar aslında kendilerini ve kuantum fiziğini, zihinle maddeyi ayrı iki varlık olarak gören eski Kartezyen görüşe bağlamış kişilerdir. Bu anlayıştaki kişiler şuuru fizik dünyanın dışında, tıpkı
"makinedeki hayalet" örneği fizik dünyaya yabancı bir şey olarak görürler. Aynı zamanda, "gerçeklik kavramının salt zihinde olduğunu" savunan anti-realist görüşler ve ''birisi bakmadıkça dünya yoktur" düşüncesi de yeterince doğru değildir.
" Başlangıçta burada hangi şuurlu varlık vardı da ilk dalga fonksiyonunun çökmesini sağladı?" sorusu ise bizi asıl gerçeğe götürecek metafizik bir sorudur.
  Kuantumla her günkü yaşam arasında şuurun önemli bir bağ oluşturduğu şeklindeki düşüncenin başlangıç noktası ise çok farklıdır. Yeni bir
"Kuantum-kişi" tanımlama projesi, kuantum fiziğinin ve belki de özellikle kuantum mekaniğindeki şuur modelinin kendimizi yani ruhlarımızı doğanın "hem içinde hem dışında" doğanın işleyişinin gerçek yardımcıları olarak görmemizi sağlamasına dayanır. Böyle bir uslamlama, biz şuurlu yaratıkların evrendeki her şeyle nasıl ilişki içinde olduğunu anlatır. Fakat şuurun kuantumla ilgili işlemler üzerindeki etkisi daha da ileriye gider ve metafizik yorumlarla desteklenmesi gerekir. Şuurun spiritüel açıdan kuantumla ilgisini ele alacak olursak şunları söylemek mümkündür. Maddenin organik düzeyini hazırlayan evren kimyacıları (ruh varlıkları) diğer ruh varlıklarının tekamül ihtiyaçlarına göre bu aracı yenileştirmek, eğitmek, yetenekli  hale getirmek için sürekli etki değişimi uygularlar. İhtiyaç sahibi ruh varlığı da değişen her araçta gücünü, bilgisini dener ve özünde14 bilginin kullanabilirlik oranını arttırır ve maddeyi geliştirmeye devam eder.
  Işık dalgaları gibi hareketinden ötürü adına
"dalga" denilen süptil karakterde ve "parçacık" adı verilen kaba karakterde olmak üzere iki önemli unsura sahip olan elektron-parçacıkları, ayrı olmalarına karşın her biri zaman ve mekan içinde kendilerine özgü kesin bir yer kaplamaktadırlar.
  Maddeyi oluşturan, parçacıklardır ve Newton fiziğinde de parçacıklar temel unsur olarak düşünülmüştür. Dalga paketi olarak bilinen bu Dalga/Parçacık ikilisinin adı,
Kuantum gizemidir. Dalga paketi üzerinde yapılabilmesi en ümit edilecek şey; paketin, pozisyon ve hızının belirsiz okunmasıdır.

 Yani hiçbir şey, sabit ve ölçülebilir değildir; belirsiz,hayaletimsi, kavrayış dışı...

 
 

© Astroset 2004-2010